KURTULUŞ YOK
En güzel şarkıların sözleri, benden kopmuş..
En güzel heykellerin gözleri, benden kopmuş
Sana giden yolların, her taşında ben varım
Kalbindeki kişinin elleri, benden kopmuş! ..
AHMET TEVFİK OZAN
MAVİ, MAVİYDİ GÖKYÜZÜ
Mavi, maviydi gökyüzü
Bulutlar beyaz, beyazdı
Boşluğu ve üzüntüsü
İçinde ne garip yazdı...
Garip, güzel, sonra mahzun
Işıkla yağmur beraber,
Bir türkü ki gamlı, uzun,
Ve sen gülünce açan güller,
Beyaz, beyazdı bulutlar,
Gölgeler buğulu, derin;
Ah o hiç dinmeyen rüzgâr
Ve uykusu çiçeklerin.
Mor aydınlıkta bir çınar
Veya kestane dibinde;
Mahmur süzülen bakışlar
İkindi saatlerinde...
Birden gülümseyen yüzün
Sabahların aynasında
Ve beni çıldırtan hüzün
İki bakış arasında.
Kimbilir şimdi nerdesin?
Senindir yine akşamlar;
Merdivende ayak sesin
Rıhtım taşında gölgen var.
AHMET HAMDİ TANPINAR
GÜLLER BUGÜN YORGUN DÜŞTÜ
Bir hal oldu akşamlara,
Yalnız kuşlar üşümüştü.
Boyun büküp sabahlara,
Güller bugün yorgun düştü...
Böldüm yarıdan geceyi,
Sana koştum adım adım..
Çözmek için bilmeceyi,
Kapılarına dayandım!
Ellerin sanki vedalı,
Oturmuşsun yalnız, sus-pus.
Rahmetler gökte asılı,
Çiçekler saksıda mahpus.
Galebe çaldın zamana,
Unutuldu güzel sözler.
Yakışmıyor derdim sana,
Mermer katısı o gözler.
Kalbini yokladım ansız,
Bu gece nasıl uyudun?
O el benimdi, vefasız!
Dokundukça ağlıyordun...
HAYRETTİN YAZICI
PARILTI
Ateş gibi bir nehir akıyordu
Ruhumla, o ruhun arasından
Bahsetti derinden ona halim
Aşkın bu onulmaz yarasından.
Vurdukça bu nehrin ona aksi
Kaçtım o bakıştan, o dudaktan
Baktım ona sessizce uzaktan
Vurdukça bu aşkın ona aksi...
AHMET HAŞİM
DOĞUNUN SEVDALARI
Sevda derinlerdedir, oysa Ferhad
Üstünü kazmada dağın
Kalbimin, yani o yağmur
Ve acıdan ocağın madenini,
Laciverdi ve mahmur
Bir ağrıyla delmede Şirin
Ve en anlaşılmaz, en derin
Bir şiirin yurt edindiği
Billur bir köşke girmede Leyla
Ve Mecnun’un, yani o çölden
Ve ağıttan otağın
Önünde, bir adak gibi
Ölüme diz çöktürmede Leyla
Ve yakut
Şafak ve irin
İle emzirdiği bir güzün
Boynunu vurmada Şirin
Sevda derinlerdedir, oysa Ferhad
Üstünü kazmada dağın…
HİLMİ YAVUZ
CENNET ÇİÇEĞİ
Bir fidan seçmişim cennet bağından,
Her dalında başka çiçek açıyor.
Arı bal derdinde gül dudağından,
Çevresinde kelebekler uçuyor.
Karanfili yüreğimi yaksa da,
Menekşesi mahzun mahzun baksa da,
Nergisi, sümbülü sitem koksa da,
Ruhum gözlerinden aşkı içiyor.
Goncası var, tomurcuğu, gülü var,
Kardan temiz, baldan tatlı dili var,
Ne ondan iyisi, ne güzeli var,
Çevresine ışık, neş'e saçıyor.
Dileğim, açılsın zambaklar gibi,
Mest etsin kokusu leylâklar gibi,
Solmasın sevdâyı yasaklar gibi,
Hayat zaten kısa, ömür geçiyor.
Sarıl sarmaşığım, açıl papatyam,
Gerçek olsun sarıl sarıl ki rûyam,
Cennet olur bana seninle dünyam,
Ölürüm, bilsem ki beni seçiyor.
İSMAİL ADİL ŞAHİN
BİR SELÇUKLU LALESİ
Çocuk gönlümün trenleri geçerdi, içinden
Tahta bavullara sinmiş, gurbet kokusu..
Bir Selçuklu Lalesi’nin rengiydi..
Ve Erciyes kokan soğuk, duru su!
Otogar kokusu..tüllenen hüzün
Bileğimde soğuk, ruhsuz kelepçe..
Ey Şehirler Şahı!..asla gönlümden
Geçmedi; kırılmak,küsmek sessizce..
Yalnızlık, bir siyah gecenin aksi
Soğuk sularında, ıssız dağların..
Zindanda yaşadım..Kayseri, bilsen
Bir balığa, ettiğini; ağların!
Ömür belki geçti..ey nazlı şehir!
Bir buhur renginin kokusuyla, dün..
Sırrını aşkların yaşadım, duydum
Gönlüm hülyalara doydu günbegün..
Çocuk gönlümün trenleri geçerdi, içinden
Tahta bavullara sinmiş, gurbet kokusu..
Bir Selçuklu Lalesi’nin rengiydi..
Ve Erciyes kokan soğuk, duru su!
AHMET TEVFİK OZAN