Deneme Bonusu Veren Siteler deneme bonusu veren siteler 2024 bonus veren siteler Yeni Bonus Veren Siteler

Suat ÖZARAS
Köşe Yazarı
Suat ÖZARAS
 

PASİNLER LİSESİ ÖĞRENCİLERİ SERİSİ 10

PROF DR. ALİ OSMAN ENGİN Lisede aynı sınıflarda okuduğumuz 288 numaralı Ali Osman Engin; önce İş Bankasında, daha sonra da İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı Afyon ve Adana Polis Kolejinde 10 yıl ingilizce öğretmenliği yaptı. Atatürk Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulunda öğretim Görevlisi olarak da  görev yapan Ali Osman Engin'in, Teyo Pehlivan ili ilgili hazırladığı bir kitâp yakında kitâpçıların vitrininde yerini alacak. Pasinler Emniyet Müdürü Veysel Murat Tuğrul, Afyon Polis Kolejinde öğrenciyken, Ali Osman Engin'in derslerine geldiğinden bahsedip hakkında güzel cümleler söylemişti.   Pasinler Lisesinde okurken, karne dağıtılmadan bir gün evvel sınıflarda eğlence programı düzenlenirdi. Bu programda; Ali Osman Engin de şöyle bir hikâye anlatmıştı; -Soğuk bir gış güni, sabağ erkenden öküz arabasına tezek yühleyip, en üste de bizim gariyi bindirip şeherın yoluni tutdum. Şehere vardım ki bir davul zurna sesi.. Megerse şeherın düşman işgalinden gurtuluş bayramiymiş. Gariya dedım ki, sen hele burda dur, ben bi gidip bağim. Hökümat meydanının önünde gençler bar tutir. Heç dururmiyam çığartdım mendılimi geçdım barbaşına. Tey tey demirem hökümat gonaği gidir gelir, gidir gelir. Yassi ezenneri oğunanda, bizim gari ağlıma geldi. Yanına vardığımda bir de ne görim, bizim gari kızzırik kesılmış. Heç bir şeye yanmadım da, zamanında babasına madeni 50 lira başlığ parasi vermışdım, ona yandım. Ali Osman Engin, başından geçen bir olayı da şöyle anlatmıştı; -Bir gün ikindi ile akşam arası gezmek için, biraz köyün dışına çıkmıştım. Aniden yanımda beliren birisi, bana mezarlığın yerini sordu. Adamı mezarlığa götürdüğümde bu sefer de bugün ölen kişinin mezarını sordu. Ben tam ayrılacakken, elindeki tabancasını bana doğrultup, mezarı kazmamı istedi. Mecburen dediğini yaptım. Kendisi mezara inip, kefeni yırtarak, adamın altın kaplama olan üst dişlerini pense ile çekmemi istedi. Pense ile ilk dişini çekeceğim anda ayağım kaydı ve yataktan yere düştüm.   KÖKSAL SELÇUK Biz orta birinci sınıfta iken, Köksal Selçuk lise birinci sınıftaydı. 3 katlı olan okula, 2 sene sonra bir kat ilave edildi. O zaman cumartesi günleri de öğlene kadar eğitim yapılıyordu. Cumartesi 3 saat ders yapılıp istiklal marşı okutulduktan sonra liseler bir saat daha ders yapıyorlardı. Lise birinci sınıf, doğu blok üst kat kuzeye bakan ilk sınıftı. Bu sınıf sinemada Moliere'nin Cimri piyesini sahnelemişti (1). Köksal Selçuk Atatürk Üniversitesinde okurken üniversite öğrenci başkanlığı da yaptı. 1. yurtta kuzeye bakan odada kalıyordu. Oda arkadaşları; Ahmet Arıcı (Kapının sağındaki ranza üst kat), Hulki Selçuk, Cahit Tabiş. 1980 senesinde ekim ayında vakitsiz kar yağınca tarladaki patatesler kar altında kaldı. Cumartesi günü; Yaşar Çolak, Hadi Altuğ ve Cemil Karasu ile beraber Köksal Selçuk'un tarlasına yardıma gittik. 1976 veya 1977 senesinde, Ziraat Fakültesinin duvarlarında Türk büyüklerinin resimleri kaldırılmıştı. Bir gün çerçeveli Türk büyükleri resimleri ile saat 10 civarında, Ziraat Fakültesi girişindeki kantine ve salona resimleri asınca, herhalde Prof. A E. üst kattan aşağı gelerek; mealen -Bu yaptığınız hiç hoş değil. Hemen bu resimleri indirin, tarzında bir cümle sarfedince; Köksal Selçuk, aynen şöyle dedi; -Eğer siz Türk büyüklerinin resimlerini bu duvarlara layık görmüyorsanız, biz de sizi hocalığa layık görmüyoruz.. Hoca, bu cümleden sonra, rengi ve şekli değişmiş yüzüyle hızlı adımlarla merdivenleri tırmanarak odasına gitti. Köksal Selçuk; Pasinler İmam Hatip Lisesinde, sonra da Erzurum Fen Lisesinde edebiyat öğretmeni olarak görev yaptı. Atatürk Üniversitesi Sekreter Yardımcılığı görevinin akabinde emekli oldu.   HACI BAYRAM ÖZDEMİR Bayramlara izci kıyafetiyle çıkan Bayram Özdemir'le ilkokulda beraber okuduk. Evleri kışla yolunda Adil Sofuoğlu'nun evi ile yan yanaydı. Adil bey, Bayram Özdemir'i çocuklarıyla beraber sünnet ettirir. Bir gün mahallenin kadınları Bayram Özdemir'i leğende yıkarlar. Sünnetten sonra 2-3 gün Adil beyin çocuklarının yanında kalır. Bayram Özdemir Cihan Otelinin  önünde ayakkabı boyacılığı yaparken, Adil Sofuoğlu ayakkabılarını boyatıp 5 lira verir. O zaman bir çocuğun harçlığı 25 kuruş, altının gramı ise 19-20  liraydı.   MÜKERREM OĞUZ Biz orta birinci sınıftayken, Mükerrem Oğuz 3. sınıfta okuyordu. Yaşı küçük olanlar, ona abi yerine dayı derdi. Çünkü kendinden küçüklere aşırı sevgiyle yaklaşırdı. Uzun yıllar Pasinler Gençlik Kulübünde futbol oynadı. Karnenin verileceği hafta, sınıflarda hafif bir gevşeme olurdu. Bundan dolayı bazı dersler boş olabiliyordu. Boş geçen derslerde de bazı öğrenciler başka sınıfın dersine girebiliyordu. Lise birinci sınıftayken ders başlamıştı ki, Mükerrem Oğuz öğretmenden izin alıp sınıfa girdi. Duvar dibi arkadan ikinci sıraya oturdu. Bir fıkra da ben anlatabilir miyim, hocam diyerek, ''Padişah ile müneccimbaşı'' ile ilgili bir fıkra anlattı. Hatta müneccimbaşı ile ilgili de hoca ile bilgi teatisinde bulundu.   CÜNEYT BAYOĞLU Batı blok kuzeye bakan, 5-fen sınıfındayken edebiyat dersimize kucağında bir sürü yardımcı kitâpla okul müdürü Talip Aktepe gelirdi. En üstte de küçük ebatta olan Varlık Yayınlarının kitâbı olurdu. Öğretmen zili çaldığında Talip bey derse gelmeyince, sınıf ''tıp'' oyunu oynamaya başladı. Kim güler veya konuşursa, herkes konuşana sille vuruyordu. Orta hizanın sondan ikinci sırasında oturan birisi kuralı bozdu. Herkes ona hücum edince aniden kapı açıldı ve Talip bey sınıfa girdi. Herkes acelece rastgele oturunca, Cüneyt ayakta kaldı.   ABBAS KOTAN Bağlama çalan (2) ve çok da güzel tavla oynayan (3) Abbas Kotan Pasinler Adliyesinde memur olarak çalışmaktaydı. 1986 yılında cumartesi günü ekim veya kasım ayında Turistik Otele gittiğimde, Abbas Kotan yanıma gelip Reşat Otman'ın lise fizik kitâbını ve önceki dönem çıkmış soruları getirip yardımcı olmamı istedi. Erzurum Lisesini dışardan bitirip diploma alması için sadece fizik dersi kalmıştı. Yardım yapılmaması için prensip kararı alan hocalar, çıkmış soruların benzerlerini soracaklarını söylemişler. Soruları incelediğimde, cevap olarak verilen rakamların çarpılması gerektiğini gördüm. Sadece bir soru farklı sorulmuştu. (Volt = Direnç X Akım). Volt isteniyorsa çarpılacak, Direnç veya akım isteniyorsa bölme işlemi yapılacaktı. Bu sorunun da anlaşılması için, ''Voltaj çarpar..'' dedim.   DİPNOTLAR 1-Fen sınıfı öğrencileri: Süreyya Tursun, Netice Gözeler, Kemalettin Kara, Köksal Selçuk, Adnan Ceviz, Tokay Aslan, Ahmet Muşlu, Yavuz Gözeler. Edebiyat sınıfı; Ahmet Arıcı, Ayşe Çelebi, Cihat Bingöl, Müzeyyen Özyılmaz, Ülkü Akar, Enis Fırat, Hasan Özdemir, Burhanettin Dumlu, Nihat Önal, Hulki Selçuk, Mücahit Tabiş, Naci Özdemir. 2-Naci Deryalı ve Hasan Özdemir'le birlikte bağlama çaldılar. Çanakkale'li öğretmen bir ailenin manevi evladı olan Hasan Özdemir, İstanbul'da İlköğretim Müfettişi olarak mesleğini sürdürürken yakın zamanda rahmetli oldu. 3-Kemik zar da yapan Abbas Kotan, Banyolar'da Alper Kaplan ve Vedat Aksakallı ile tavla oynardı.  
Ekleme Tarihi: 24 Nisan 2025 -Perşembe
Suat ÖZARAS

PASİNLER LİSESİ ÖĞRENCİLERİ SERİSİ 10

PROF DR. ALİ OSMAN ENGİN

Lisede aynı sınıflarda okuduğumuz 288 numaralı Ali Osman Engin; önce İş Bankasında, daha sonra da İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı Afyon ve Adana Polis Kolejinde 10 yıl ingilizce öğretmenliği yaptı. Atatürk Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulunda öğretim Görevlisi olarak da  görev yapan Ali Osman Engin'in, Teyo Pehlivan ili ilgili hazırladığı bir kitâp yakında kitâpçıların vitrininde yerini alacak. Pasinler Emniyet Müdürü Veysel Murat Tuğrul, Afyon Polis Kolejinde öğrenciyken, Ali Osman Engin'in derslerine geldiğinden bahsedip hakkında güzel cümleler söylemişti.

 

Pasinler Lisesinde okurken, karne dağıtılmadan bir gün evvel sınıflarda eğlence programı düzenlenirdi. Bu programda; Ali Osman Engin de şöyle bir hikâye anlatmıştı;


-Soğuk bir gış güni, sabağ erkenden öküz arabasına tezek yühleyip, en üste de bizim gariyi bindirip şeherın yoluni tutdum. Şehere vardım ki bir davul zurna sesi.. Megerse şeherın düşman işgalinden gurtuluş bayramiymiş. Gariya dedım ki, sen hele burda dur, ben bi gidip bağim. Hökümat meydanının önünde gençler bar tutir. Heç dururmiyam çığartdım mendılimi geçdım barbaşına. Tey tey demirem hökümat gonaği gidir gelir, gidir gelir. Yassi ezenneri oğunanda, bizim gari ağlıma geldi. Yanına vardığımda bir de ne görim, bizim gari kızzırik kesılmış. Heç bir şeye yanmadım da, zamanında babasına madeni 50 lira başlığ parasi vermışdım, ona yandım.


Ali Osman Engin, başından geçen bir olayı da şöyle anlatmıştı;
-Bir gün ikindi ile akşam arası gezmek için, biraz köyün dışına çıkmıştım. Aniden yanımda beliren birisi, bana mezarlığın yerini sordu. Adamı mezarlığa götürdüğümde bu sefer de bugün ölen kişinin mezarını sordu. Ben tam ayrılacakken, elindeki tabancasını bana doğrultup, mezarı kazmamı istedi. Mecburen dediğini yaptım. Kendisi mezara inip, kefeni yırtarak, adamın altın kaplama olan üst dişlerini pense ile çekmemi istedi. Pense ile ilk dişini çekeceğim anda ayağım kaydı ve yataktan yere düştüm.


 
KÖKSAL SELÇUK
Biz orta birinci sınıfta iken, Köksal Selçuk lise birinci sınıftaydı. 3 katlı olan okula, 2 sene sonra bir kat ilave edildi. O zaman cumartesi günleri de öğlene kadar eğitim yapılıyordu. Cumartesi 3 saat ders yapılıp istiklal marşı okutulduktan sonra liseler bir saat daha ders yapıyorlardı. Lise birinci sınıf, doğu blok üst kat kuzeye bakan ilk sınıftı. Bu sınıf sinemada Moliere'nin Cimri piyesini sahnelemişti (1). Köksal Selçuk Atatürk Üniversitesinde okurken üniversite öğrenci başkanlığı da yaptı. 1. yurtta kuzeye bakan odada kalıyordu. Oda arkadaşları; Ahmet Arıcı (Kapının sağındaki ranza üst kat), Hulki Selçuk, Cahit Tabiş. 1980 senesinde ekim ayında vakitsiz kar yağınca tarladaki patatesler kar altında kaldı. Cumartesi günü; Yaşar Çolak, Hadi Altuğ ve Cemil Karasu ile beraber Köksal Selçuk'un tarlasına yardıma gittik.


1976 veya 1977 senesinde, Ziraat Fakültesinin duvarlarında Türk büyüklerinin resimleri kaldırılmıştı. Bir gün çerçeveli Türk büyükleri resimleri ile saat 10 civarında, Ziraat Fakültesi girişindeki kantine ve salona resimleri asınca, herhalde Prof. A E. üst kattan aşağı gelerek; mealen
-Bu yaptığınız hiç hoş değil. Hemen bu resimleri indirin, tarzında bir cümle sarfedince; Köksal Selçuk, aynen şöyle dedi;
-Eğer siz Türk büyüklerinin resimlerini bu duvarlara layık görmüyorsanız, biz de sizi hocalığa layık görmüyoruz.. Hoca, bu cümleden sonra, rengi ve şekli değişmiş yüzüyle hızlı adımlarla merdivenleri tırmanarak odasına gitti. Köksal Selçuk; Pasinler İmam Hatip Lisesinde, sonra da Erzurum Fen Lisesinde edebiyat öğretmeni olarak görev yaptı. Atatürk Üniversitesi Sekreter Yardımcılığı görevinin akabinde emekli oldu.

 

HACI BAYRAM ÖZDEMİR
Bayramlara izci kıyafetiyle çıkan Bayram Özdemir'le ilkokulda beraber okuduk. Evleri kışla yolunda Adil Sofuoğlu'nun evi ile yan yanaydı. Adil bey, Bayram Özdemir'i çocuklarıyla beraber sünnet ettirir. Bir gün mahallenin kadınları Bayram Özdemir'i leğende yıkarlar. Sünnetten sonra 2-3 gün Adil beyin çocuklarının yanında kalır. Bayram Özdemir Cihan Otelinin  önünde ayakkabı boyacılığı yaparken, Adil Sofuoğlu ayakkabılarını boyatıp 5 lira verir. O zaman bir çocuğun harçlığı 25 kuruş, altının gramı ise 19-20  liraydı.

 

MÜKERREM OĞUZ
Biz orta birinci sınıftayken, Mükerrem Oğuz 3. sınıfta okuyordu. Yaşı küçük olanlar, ona abi yerine dayı derdi. Çünkü kendinden küçüklere aşırı sevgiyle yaklaşırdı. Uzun yıllar Pasinler Gençlik Kulübünde futbol oynadı. Karnenin verileceği hafta, sınıflarda hafif bir gevşeme olurdu. Bundan dolayı bazı dersler boş olabiliyordu. Boş geçen derslerde de bazı öğrenciler başka sınıfın dersine girebiliyordu. Lise birinci sınıftayken ders başlamıştı ki, Mükerrem Oğuz öğretmenden izin alıp sınıfa girdi. Duvar dibi arkadan ikinci sıraya oturdu. Bir fıkra da ben anlatabilir miyim, hocam diyerek, ''Padişah ile müneccimbaşı'' ile ilgili bir fıkra anlattı. Hatta müneccimbaşı ile ilgili de hoca ile bilgi teatisinde bulundu.

 

CÜNEYT BAYOĞLU
Batı blok kuzeye bakan, 5-fen sınıfındayken edebiyat dersimize kucağında bir sürü yardımcı kitâpla okul müdürü Talip Aktepe gelirdi. En üstte de küçük ebatta olan Varlık Yayınlarının kitâbı olurdu. Öğretmen zili çaldığında Talip bey derse gelmeyince, sınıf ''tıp'' oyunu oynamaya başladı. Kim güler veya konuşursa, herkes konuşana sille vuruyordu. Orta hizanın sondan ikinci sırasında oturan birisi kuralı bozdu. Herkes ona hücum edince aniden kapı açıldı ve Talip bey sınıfa girdi. Herkes acelece rastgele oturunca, Cüneyt ayakta kaldı.

 

ABBAS KOTAN
Bağlama çalan (2) ve çok da güzel tavla oynayan (3) Abbas Kotan Pasinler Adliyesinde memur olarak çalışmaktaydı. 1986 yılında cumartesi günü ekim veya kasım ayında Turistik Otele gittiğimde, Abbas Kotan yanıma gelip Reşat Otman'ın lise fizik kitâbını ve önceki dönem çıkmış soruları getirip yardımcı olmamı istedi. Erzurum Lisesini dışardan bitirip diploma alması için sadece fizik dersi kalmıştı. Yardım yapılmaması için prensip kararı alan hocalar, çıkmış soruların benzerlerini soracaklarını söylemişler. Soruları incelediğimde, cevap olarak verilen rakamların çarpılması gerektiğini gördüm. Sadece bir soru farklı sorulmuştu. (Volt = Direnç X Akım). Volt isteniyorsa çarpılacak, Direnç veya akım isteniyorsa bölme işlemi yapılacaktı. Bu sorunun da anlaşılması için, ''Voltaj çarpar..'' dedim.

 

DİPNOTLAR
1-Fen sınıfı öğrencileri: Süreyya Tursun, Netice Gözeler, Kemalettin Kara, Köksal Selçuk, Adnan Ceviz, Tokay Aslan, Ahmet Muşlu, Yavuz Gözeler.
Edebiyat sınıfı; Ahmet Arıcı, Ayşe Çelebi, Cihat Bingöl, Müzeyyen Özyılmaz, Ülkü Akar, Enis Fırat, Hasan Özdemir, Burhanettin Dumlu, Nihat Önal, Hulki Selçuk, Mücahit Tabiş, Naci Özdemir.

2-Naci Deryalı ve Hasan Özdemir'le birlikte bağlama çaldılar. Çanakkale'li öğretmen bir ailenin manevi evladı olan Hasan Özdemir, İstanbul'da İlköğretim Müfettişi olarak mesleğini sürdürürken yakın zamanda rahmetli oldu.
3-Kemik zar da yapan Abbas Kotan, Banyolar'da Alper Kaplan ve Vedat Aksakallı ile tavla oynardı.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.