CİHAT ÖZARAS
Öğretmen Okulu'nu bitirince, Kars'a öğretmen olarak atanır (1). Kars’tan sonra Korucuk Köyü akabinde de İbrahim Hakkı İlkokulu'nda görev yapar. Nef’i İlkokulu'nda da bir süre çalıştıktan sonra emekli olur. 1960'lı yıllarda, Hasankale Ortaokulu'nda ‘yazı’ derslerine de girer (2). Günlük gazeteler, haftalık dergi ve mecmuaların çoğusu evimize gelirdi (3). Akşam hepsine 5 dakikada hızlıca bakıp, gece İstanbul Radyosu'nu dinlerken gazeteleri okurdu (4). Gözleri yorulduğunda Dexamisin damla ve Terramycin merhem kullanırdı. Saçlarına ise her zaman limon ve Necipbey krem sürerdi. 2 parmak genişliğinde, 15 cm. uzunluğundaki tahtanın bir kenarını inceltip çini mürekkebine batırarak kartona yazı yazardı. Yazılarını ise ucunu kavisli olarak kestiği Scrikss marka dolma kalem ile yazardı. Bazen de renkli keçeli kalemlerle gazetelerin manşet başlıklarını süslerdi. Mağazadan aldığı eşya bozuk çıksa dahi geri iade etmezdi.

Okuldaki müstahdem, Şahmettin Sigan dedi ki;
-Sigara almamız için bize para verdiğinde, kesinlikle paranın üstünü almazdı (5). Kedi ve köpeklere yemek vereceği zaman, alta karton veya gazete sererdi. Çarşıdan gelirken kedi ve köpekler onu karşılamaya giderdi. Öğretmen arkadaşı Cahit Kişi’nin yanlış teşhis sonucu vefat etmesine çok üzülürdü. Çocukluk ve mahalle arkadaşları; Sadrettin Söğütlügil (İstanbul Hukuk mezunu olup, Erzurum’un en iyi avukatlarından ve tekme oyununu en iyi oynayanlardan birisi.), Osman Kıraç, Mehmet Arıcı (Albay iken emekli oldu. Tekme oyununu en iyi oynayanlardan.. Kayseri’de, Ana Tamir Fabrikası Komutanıyken her zaman yanına uğrardım.) ve Sebahattin Çanakçı.
Hamza Babagil’in esprilerini, Kemal Kadıoğlu ve Özkan Koltukoğlu ile hatıralarını, Recai Uzunlar’ın kibarlığını, Arıkan Şenyurt’un mertliğini, Abdullah Orhan’ın nüktelerini (Abıli Hoca), Necmettin Güngör’ün delikanlılığını, Mustafa Çiftçi ve Zakir Aksoy’un esnaflığını, Şadi beyin tabipliğini (Şadi bey gelen hastasına, gizlice içini boşalttığı kapsül ilacı içmesini söyler. Sebebi sorulduğunda;
-Bu hasta değil, kendini hasta zannediyor, der.) Kaymakam Hüseyin Öğütçen'i (6), Celal Kadıoğlu'nu ve Belediye Başkanı İhsan Toraman'ı he zaman anlatırdı.
Her sene bayram ve yılbaşı tebrik kartı gönderdiği arkadaşları; Servet Aydemir (Van Lisesi Müdürü), Ömer Aygün (Beyoğlı Cinayet Masası Komiseri. Geçici olarak Hasankale’ye atanmıştı.), İhsan Oğuz (Ortaokulda öğretmenlik yaptı. Sonradan Bakanlık Müfettişi oldu.), Cemal Subaşı (Ortaokulda matematik öğretmenliği yaptı. Kars’tan gelip soru çözdürürlermiş.), Galip Füsunoğlu (Mal Müdürlüğü yaptı. Çermik Şenlikleri'nin akıl babası.), Topçu Albay Yaşar Yüksel, ( Doğu Kışla'da Üsteğmen olarak görev yaptı. Oğlu Erzurum’da Uzman Doktor olarak görev yaptı. Mehmet Arıcı Albay'ın, Harbiye’den sınıf arkadaşı. İlk görev yeri olan Hasankale’ye atanırken, Arıcı Albay Cihat Özaras’la tanışmasını söyler. İzzet Günay’a benziyordu ve siyah kravat takardı.) Mürsel Güzel (7), Tayyip Bölükbaşı, Cihan Öztürk, Adnan Bayrakçı, Sebahattin Çat, Halis Uzun, Salim Ayrancı, Fuat Çoban, bakkal Hüdai Subaşı ise (şimdi Ankara’da) hatırıma gelen arkadaşları..
Fotoğrafçı Kemal Gültekin’in çektiği fotoğrafları eve getirirdi. Biz de albüme dizerdik. Eve getirdiği bir şey bozuk veya arızalı olursa, kesinlikle geri götürmezdi. Boş vaktinde tamir etmeye çalışırdı. İşlem başarısız olunca da çöpe atılırdı. Bir kişinin aleyhinde konuştuğumuz zaman, bizi sustururdu. Elektrikler gittiğinde çok sinirlenirdi. Bir gün yine elektrikler kesilince, TEK'i aradım;
-Alo ben ..... neden elektrikler kesik..
-Efendim hemen bağlıyorum. Meğerse babam konuşmamı duymuş. Bana çok kızınca;
-Ama bak elektrikler de geldi..
DİPNOTLAR:
1-Ortaokulda okurken, matematik öğretmeninin teneffüslerde bile soru çözdüğünü söylerdi. Matematik öğretmeninin kendisiyle beraber başka bir öğrenciyi öğretmen okulunda okuması için referans göstermesi neticesinde, yatılı olarak öğretmen okulunu bitirir. Yaz tatillerinde babasının çalıştırdığı Küçük Çermik'te çalışır. 6 yaşında kaybettiği annesini hayal meyal hatırladığını söylerdi. Annesinin diktiği kısa pantolonla elele tutuşarak çermiğe gittiklerini de.. En çok üzüldüğü de, annesinin mezar yerini bilmediği.. Köksal Çoban'la kabristana gidip, annesini gıyaben ziyaret ederdi.
Babası, Kaymakam'ın yanında Belediye Başkanı'na küfür eder. Belediye Başkanı da gururuna yediremeyip şikâyetçi olunca, babası hapis cezası alır. Babası 2. defa küfür edince bu sefer 2.5 lira para cezası alır. Hapisten çıkınca;
-Hâkim bey, Belediye Başkanı'na küfür etmenin cezası 2.5 lira mı? Hâkim evet deyince, kürsüye 5 lira bırakıp bir daha küfür eder.
Bir gün de, şimdiki İbrahim Hakkı Hz.leri Camisi'nin yerindeki mescidde ikindi namazının sünnetini kılındıktan sonra imam yoktur ve cemaat bekler. Babası dizleri üzerine dikelerek;
-Ulan k. bir imam çıkaramıyorsunuz ama, Kıbrıs’ın işine karışıyorsunuz.. Deyince, Durdağı Atasever’in babası aceleyle imam olup namaz kıldırır. Bir gün tek başınayken, çermik havuzunun suyunun tahliyesi için tıpayı çekmek için suya dalar. Sudan çıktığında elektriklerin kesilmiş olduğunu görür.
2-Eskiden; Kaymakam, Doğu/ Batı Kışladaki subaylar, MTA. /Pancar Şirketi mühendisleri ile İbrahim Hakkı ve Nef’i İlkokulu'ndaki öğretmenler ortaokul ve lisede öğretmen eksikliğinden dolayı derslere girerlerdi.
3-Milliyet (abone no;14. Her gün kültür ağırlıklı ilave verirdi. Sanat, aktüalite, roman-foto, spor ve pazar günleri Bedri Koraman’ın renkli olarak çizdiği karikatür ilavesi. Milliyet gazetesi her sene liselerarası müzik, sanat müziği beste ve bulmaca yarışması düzenlerdi.). Hürriyet (abone no; 42. Pazar günleri Hürriyet Pazar extra adında ilave verirdi. Pırtık, Bizimkiler, Güngörmüşler, Dedektif Nik gibi çizgi romanlar tefrika edilirdi. Fasiküller halinde 100 Türk Büyüğü, 100 ünlü Türk gibi ansiklopedik ilaveler verirdi.). Gün (Haldun Simavi’nin çıkardığı gazete. Boya kazanına koku katıldığından, parfüm kokardı.). Tercüman, Günaydın (Jim Maykıl, Zortek, Killing gibi resimli romanlar yarım sayfa ebadında günlük olarak neşredilirdi.), Son Havadis, Adalet, Yeni İstanbul gazeteleri her gün evimize gelirdi. Verilen ilaveleri saklardık.
Eskiden mutfakta tabak ve tencerelerin konulduğu duvara monta edilmiş şekilde terek/raf bulunurdu. Bu rafların altına gazete serilirdi. Komşuların tereklerinin gazete ihtiyacı karşılandıktan sonra, artan gazeteleri her ay kasaplara satardım.
Haftalık olanlar ise; Doğan Kardeş (Çocuk dergisi olup, ince kuşe kâğıda tifdruk tekniğiyle basılırdı. Yapı Kredi Yayınlarından.), Hayat (Yapı Kredi Yayınlarından olup tifdruk tekniğiyle ince parlak 1. hamur kâğıda basılıp 3.5 liraya satılırdı. 3 kenarı desenli makasla kesilmiş gibiydi. Her sayısında renkli poster verirdi. Sadun Boro’nun dünya seyahati, yıkılmış Beyrut, Vietnam’daki savaşın izleri, Ajda Pekkan’ın devamlı gidip geldiği Paris, Brigitte Bardot, İran Şahı Rıza Pehlevi, Güney Afrika’lı Cerrah Dr. Barnard’ın kalp ameliyatları, Farah Diba ve Süreyya ile ilgili magazin haberleri fotoğraflı olarak yayınlanırdı. 3. sayfada Şevket Rado’nun başyazısı, sondan 3. sayfanın üst tarafında bulmaca alt tarafında ise 'okuyucularımızın çocukları' adı altında 1 yaş altı çocukların vesikalık fotoğrafları yayınlanırdı).
Hey (Milliyet Karacan Yayınlarından olup 1 liraya satılırdı. Yerli ve yabancı müzik haberleri vardı. Pop müzik ağırlıklıydı. En çok satan plaklar ve sizin için seçtiklerimiz listesi yayınlanırdı.),
Akbaba (Yusuf Ziya Ortaç’ın çıkardığı karikatür ağırlıklı mizah dergisiydi.), Bütün Dünya (Nebioğlu Yayınlarından olup küçük ebatta ve 2. hamur kağıda basılırdı. Yaşanmış trajik olayların tefrika edildiği dergi. Nova Scotia'nın sonu, Altına hücum devrinde büyüdüm, Hayatıma kastettiler, Bir uyur-gezerin yaşadıkları.. hatırıma gelen yazılar. Yazıların tamamına yakını çeviriydi. Yazıların çoğusunda şöyle bir ibare vardı; ‘’Science Digest’ten çeviren…).
Tarih Mecmuası (Yapı Kredi yayınlarından olup tifdruk tekniğiyle basılırdı.), Tarih Konuşuyor (Tarihçi Cemal Kutay yönetiminde çıkardı.), Çarşaf (Semih Balcıoğlu yönetiminde karikatür dergisi. Büyük ebatta olup, kağıdı biraz kalındı.), Ustura Kemal (Haldun Sevel yönetiminde çıkardı. Sayfanın her tarafı esprili yazılarla doluydu), Salata (Suavi Sualp, yönetiminde çıkardı. Limonlu, soğanlı, pansumanlı deterjanlı dergi.. sloganıyla çıkardı.) Bir de 3.5 liraya satılan aylık ansiklopedi.
4-Hem gazete okuyup hem de İstanbul Radyosu'nu dinlerdi. İstanbul Radyosu'nda sanat müziği, bazen de türkü ve batı müziği çalınırdı. Frank Sinatra, Elvis Presley, James Last, Paul Mauriat Orkestrası ve Erol Büyükburç'un şarkıları devamlı çalınırdı. Babam, E. Büyükburç’un Jezebell şarkısını ve sanat müziği şarkıcısı Yaşar Özel’i çok severdi. Sevim Deran, Neş’e Can, Müzehher Güyer, Safiye Ayla, Zeki Müren, Behiye Aksoy, Nesrin Sipahi, İclal Eroğlu, Emel Sayın ve Mustafa Sağyaşar sanat müziğinde en çok şarkıları çalınanlar arasındaydı.
5-Yenice, bazen de Yaka sigarası içerdi.
6-Çermik Şenlikleri için ilçeye gelen folklör ekiplerinin her biri için Kaymakam Hüseyin Öğütçen tarafından bir personel görevlendirilmişti. Babama da Kars Folklör Ekibi verilmişti. Gelen misafirlerin konaklamaları için de Turistik Otel tahsis edilmişti.
7-1975 yılı ağustos veya eylül ayında, üniversiteye kayıt yaptırmak için babamla Chevrolet taksiye binerek Erzurum’a gittik. Taksi ve minibüsler Mahallebaşına kadar gidiyorlardı. Minibüsler 7.5 taksiler 10 liraydı. Taksilerde arkaya 4, ön tarafa 2 yolcu alınıyordu. Üniversite kayıtları, ön tarafında büyükçe bir salkım söğüt bulunan eski rektörlük binasında yapılıyordu. Kaydımı, Fen Fak. Matematik bölümüne 1008 numara ile öğretim üyesi Sabri Çolak yapmıştı. 1. yurda gidip ön kayıt yaptırıp çıkarken, yurtlarda elektrik teknisyeni olarak çalışan Mürsel Güzel’e rastladık. Babama burada ne yaptığımızı sordu. Babam da yurda ön kayıt yaptırdığımızı söyledi. Mürsel Güzel, sinirli bir şekilde hızlıca idare odasına dalarak matbu iki tane kağıt getirip doldurmamı söyledi. Kesin kaydın yapıldı diyerek, 95 lira aylık ücret 38 lira da depozito olmak üzere cem’an 133 lirayı muhasebeye yatırdı. Ben de akşam bu parayı evine götürdüm. Bize yaptığı bu jestiyonu hiç unutamadım. Her gördüğümde önümü ilikler hürmette kusur etmemeye çalışırdım. Rıfkı Muşlu 3. yurtta, Burhanettin Alkan ise 1. yurtta personel olarak çalışmaktaydılar.
********
MÜZİK BUKETİ
*Aylar yıllar geçti. (Neş'e Can)
*Hasretle yanan kalbime.. (Mediha Şen Sancakoğlu)
*Talihin elinde oyuncak oldum. (Nesrin Sipahi)
*Gözlerimden yüzün.. (Çiğdem Gürdal)
*Kalp kalbe karşı derler. (Belgin Gök)
*Şarkıların kaderi. (Zeki Müren)
*Sabrımı gamzelerin sihr ile tarac edeli. (Ayşe İnak Ekiz)
*Yaralarım çok derin. (Müzeyyen Senar)