MAHMUT CİĞERCİ
1972-1973 eğitim-öğretim yılından itibaren lisede 3 yıl matematik dersimize geldi. Ayakları birbirine dolaşacak gibi hızlıca yürürdü. Pantolonu bilezik paça, ayakkabısı ise yandan çıt-çıtlı yarım bot idi. Dangalak ve hargele kelimelerini çok kullanırdı. Yazılı sonuçları kötü olduğunda;
-Yazılıları iptal ettin gayrı.. İyi olursa;
-Randıman 80’e çıktı, gayrı..derdi.
Öğleden sonra son dersin bitimine 10 dk. kala;
-Yoruldun gayrı, biraz konuşalın.. derdi. Öğretmen masasına yarım oturarak başlardı sohbet etmeye. Bazen de şöyle derdi;
-Lan Semih (Özkan) bizim eve bi tüp alıve…

Son sınıftayken, pazar günleri kurs yapardı. Çektirdiği vesikalık resimlerini imzalayıp dağıtmıştı. Aşırı iyi niyetli ve mütevazi bir kişiliğe sahipti. 5-fen sınıfındayken, (Batı blok 2. kat kuzeye bakan ilk sınıf.) duvar kenarında sondan üçüncü sırada oturmaktaydım. Sağ tarafımda 245 numaralı Ahmet Kılıç vardı. Tam kâğıdı verecektim ki arkamda oturan Halit Alper kâğıdımı elimden alıp, kendi boş kâğıdını bana verdi. Adımı silip kendi adını yazarken, Mahmut Ciğerci şöyle söyledi;
-Bak bak goruyon mu? Halid ne güzel çalışmış, yazıyo..
Yazılılar okundu. Halid 8, ben 7 aldım.
Parabolleri anlatırken, Halid Alper dedi ki;
-Hocam, bunlar bizim ne işimize yarayacak!
Mahmut bey, sağa sola bakındı duraksadı yutkundu ve sonunda şöyle söyledi;
-Lan dangalak, aya giden Apollo’nun yörüngesi.. O günden sonra, Mahmut beyin ve sınıfın tamamının yürüyüşü değişik bir şekil aldı.
*********************
MÜZİK BUKETİ
SANAT MÜZİĞİ: Derdimi ummana döktüm, asumana inledim. (Esma Başbuğ)
Sen saçlarıma koşan aklar gibisin. (Eylül Turan)
TÜRKÜ: Ağla sevdiğim. (Yüksel Özkasap)