YILDIZ KARABABA
Orta birinci sınıftan lise son sınıfa kadar din dersi, lise birinci sınıfta ise ingilizce dersimize geldi (1). Bütün namaz surelerini, defterimize yazdırıp ezberletmişti. Her yazılıda ve sözlüde namaz surelerinden sorardı. 215 numaralı Konuralp Aslan, sureleri değişik aksamda okuduğunda sınıftan fırça yerdi. Ortaokula başladığımızın ilk teneffüsünde koridorda ellerim cebimde tuhaf tuhaf sağa sola bakınırken, Yıldız hanımın ellerimi cebimden çıkarmam gerektiğini anlatan çok tatlı bir ikazıyla karşılaştım. Bütün öğrenciler başımıza toplanmıştı ve yüzüm kıpkırmızı kesilmişti.
Yıldız hanım, okulda muaşeret kolunun başkanıydı. Çarşıda şapkasız ve disiplinsiz gezenler, muaşeret kolunun öğrencileri tarafından Yıldız hanıma söyleniyordu. Her zaman bize nasihat eden Yıldız hanım, şefkatli ve disiplinliydi. Hiçbir öğrenciye kızıp bağırdığına şahit olmadım. Dörde katlayarak verdiğimiz yazılı kâğıtlarını, ertesi gün okurdu. Maaş dağıtılan günü çok severdi. Ellerini oğuşturarak şöyle derdi;
-Bugün paralanıyoruz, değil mi? Eşi hâkim olan Yıldız hanım, Yalçın Kılıç’ın (Pamuk/Pambuğ) kiralık evinde kalıyordu. Orta ikinci sınıfta iken, Yıldız hanım birden sinirlendi ve orta hizada arkadan ikinci sırada oturan, her ikisi de rahmetli Mürsel Toraman ile Dursun Bakırcı’yı sınıftan attı. Mürsel sınıfı terkederken, şöyle diyordu;
-Ben reis meis oğlu dinlemem..Teneffüste anlaşıldı ki, ikisi de Deli Yusuf’un resimlerine bakıp gülüyorlarmış. Yıldız hanım lise 1. sınıfta ingilizce dersimize geldi. Ön yüzünde A direct method english course yazan ingilizce kitâbı yarım A-4 kâğıdı ebadındaydı. Arka yüzünde küçük bir kalyon resmi, altında ise Longman yazısı vardı. Longman, yayınevinin adı olmalıydı. Her konuda bir paragraf; paragrafın altında da Mr. Brown, Mrs. Brown, Jack ve Mary’nin konuşmaları vardı. Sonunda 20 ile 50 arası questions (sorular) vardı. Bu sorulara derste cevap (answer) verirdik. Yıldız hanım önceden cevap vereceğimiz soruları işaretletirdi. Bunlar cevabı kısa olan sorulardı. Yıldız hanımda olduğu gibi herkeste yardımcı kitâp vardı (2). Questions-answer konuları, şöyle işlenirdi.
-.. soruya kim cevap verecek? Bütün eller havaya kalkardı.
- Gel bakalım yavrucuğum.. (Eliyle işaret ederek veya ismini söyleyerek.) Tahtaya kalkan öğrenci tercüme kitâbından ezberlediği veya avuç içine yazdığı ifadeyi tahtaya yazdıktan sonra, Yıldız hanım da önündeki tercüme kitâbından takip ederdi.

-Teşekkür ederim yavrucuğum, oturabilirsin. Öğrenci tam yazamadığı takdirde, Yıldız hanım düzeltirdi. Yıldız hanımın, Hasankale’de bir kız çocuğu oldu (3). Milli Eğitim Bakanlığı Şube Müdürlüğü görevinde de bulunan Yıldız hanım, kendisini ziyarete gidenlerle aralarında şöyle bir diyalog gelişirdi;
-Benim kızım da Korgalalı.
-Nerelisin kızım?
-Körkaleliyim anne.
DİPNOTLAR:
1-İngilizce dersimize birinci sınıfta Serap İclal Fermanlıgil, 2. sınıfta Şeker Şirketinde çalışan geniş ve uzun favorili ekose ceket giyen mühendis, 3. Sınıfta Aykut Cimilli, lise 2. Sınıfta –ilk defa- filoloji mezunu Demir Ünsal geldi. Lise 3. sınıfta ingilizce dersi boş geçtiğinden yaz tatilinde okulda kurs açıldı. Erzurum’dan, Burhan Kamber isimli bir öğretmen gelmişti. Erzurumkapı camisinin 10-15 m. doğusunda dar sokağın olduğu yerde noterlik yapan abisi pipo içiyordu ve kovboy filmlerindeki bankacılar gibi favorileri vardı.
2-Ziya Sak ve Necmettin Arıkan’ın yazdığı yardımcı kitâplar. N. Arıkan’ın kitâbının kapağı kırmızıydı. Ziya Sak’ın kitâbı ise biraz daha küçük ve koyu yeşilimsi bir renkteydi.
3-Emine Gül. ODTÜ’de profesör.