Fikri Bekmez, gündüzleri demircilik akşamları da Nevruz Uludemirciler'in kahvesinin önünde taksicilik yapmaktadır. 95'li yıllarda bir akşam vakti, Doğu Kışla'da görevli Uzman Çavuş'un eşini doğum için Erzurum'a Araştırma Hastanesi'ne götürür. Akşam Uzman Çavuş'la Hasankale'ye dönerken, önünde giden 16 plakalı bir taksi dikkatini çeker. Hafiften kar yağmaktadır ve zemin buzludur. Ezirmik Köyü civarında çanak şeklinde rampa vardır. Rampadan evvel görünen taksi, rampadan sonra görünmez olur. Fikri Bekmez arabasından inip, arabayı aramaya başlar. Gizli buzlanmadan dolayı araç kayıp takla atarak yolun kenarındaki çukur yere düşmüştür. Kapı açılmayınca Fikri camı kırıp, kadınla beraber yaralı eşini arabasına alıp Araştırma Hastanesi'ne götürür.
Görevliler kadını öldü diyerek morga koyup, her tarafı kan olan eşini ise revire çıkarırlar. Polise ifade verdikten sonra geç vakitte Hasankale'ye gelen Fikri usta olayı annesine anlatır. Annesi de kadının ölmediğini, KAN TUTTUĞUNU söyler. Yemek yemeden arabasına binen Fikri hastaneye gelip morgdaki hastanın ölmediğini söylese de, görevliler Fikri'ye;
-Bize işimizi mi öğreteceksin, derler. Fikri de;
-Eğer morgu açmazsanız yarın hepiniz şikâyet edeceğim, der. Morg açıldığında, hastanın vücudunun sıcak olduğu görülünce, hemen revire kaldırılır.
Hastanede iyileşip taburcu olan Kars'lı aile araçlarıyla Fikri'nin evine gelirler. Annesine hediye ve çocuklara harçlık verdikten sonra, istediği takdirde Bursa'da bulunan fabrikasında Fikri'nin çalışabileceğini söylerler. Bir gün Bursa'da ikâmet eden ve minibüsü olan asker arkadaşı, Fikri'nin dükkânına gelir. İşinin olmadığını söyleyince, Fikri Bursa'da bulunan Kars'lı şahsın yanına uğramasını söyler. Kars'lı şahıs genci işe alır, minibüsünü de işçi taşınması için kirâlar.
Fikri usta demircilik mesleğini icra ederken bir yandan da Aras Kargo'da çalışmaktadır. Kendisine ait her iki tarafında ARAS KARGO yazılı kamyonetiyle Erzurum'dan aldığı kargoyu İstanbul'a taşımaktadır. Nakliye esnasında belirli noktalardan yük alınmaktadır. Bu noktalarda duruş süreleri hariç olmak üzere Erzurum-İstanbul yol süresi 16:40 saat olup gecikilen her saat için %10 nakit ceza kesilmektedir. Kış günü Fikri usta Erzurum'dan aldığı kargoyla İstanbul'a giderken Erzincan yolunda bir araç durması için selektör yapar. Yol kavisli ve dar olduğundan hem de saat probleminden dolayı Fikri usta son sürat yoluna devam eder. Bir zaman sonra son model araç öne geçip durunca Fikri mecburen durur. Araç içerisinde koruma, şoför ve Aras Kargo'nun sahibi Celal Aras vardır. Celal Aras, Fikri'ye niçin durmadığını sorar. Fikri de durumu anlatınca, Celal Aras Erzincan'da ofisde buluşmalarını söyler.
Erzincan'da Fikri usta, Celal Aras'a her şeyi anlatır. Celal Aras 16:40 olan süreyi 19 saat yapar. Nakliyatçı şoförlerden gecikme adı altında kesilen paralar cebe atılmaktadır. Fikri İstanbul'a gidince neden geç kaldığı sorulur. Fikri de yolların yoğun ve karlı olduğundan dolayı geç kaldığını söyler. Fikri'ye ceza kesilir ve noksan para ödenir. Fikri de Celal Aras'la yolda başından geçenleri anlatınca müdür tutuşur. Daha sonra Celal Aras İstanbul büroya gelince, müdürden kestiği paraları nakliyatçılara iade etmesini söyler. Parayı kesip cebe atan müdürler de işten atılır.