Deneme Bonusu Veren Siteler deneme bonusu veren siteler 2024 bonus veren siteler Yeni Bonus Veren Siteler

Suat ÖZARAS
Köşe Yazarı
Suat ÖZARAS
 

ÇARŞI 15

Zeki Ardıçlı'nın kasap dükkânının yerinde karpuz satılırdı. Kapısının önü ise seyyar kablolu lamba ile aydınlatılırdı. Karpuzların başında, benden yaş itibariyle büyük olan Salim Ertuğrul'u görürdüm. Kaldırımda ise dört tekerlekli arabasında incik boncuk satan birisi, yerde ise ikinci el çamaşır satan satıcılar vardı. Karşı tarafta tam köşede Nevruz Uludemirciler'in işlettiği iki katlı, tabelada ''Arı Otel ve Gazinosu'' yazan altı kahve üstü otel olan bina bulunmaktaydı. Doğu tarafında, Sıddık Çanakçı'nın başkanlığını yaptığı Ziraat Odası binası ve camda ''Gülşen Berberi'' yazan Necati Göşker’e ait dükkân bulunmaktaydı. Karşı tarafa geçince; solda -şimdiki hal binasının dükkânları yerinde- belediyenin hurdalığı vardı. Sağ tarafta ise Mehmet Babagil'in kasap dükkânı ile Nadim ustanın marangoz atölyesi vardı. Devamında han (1), hanın yanında ise İsmail Kuzey'in evi vardı (2). Yukarıdan gelen caddeyi geçip karşı tarafa geçince, Mehmet Destegül’ün altı bakkal üstü ev olan bina, hemen yanda ise Hacı Cevdet Yazıcı’nın kesme taşlarla yaptığı Trabzon ve Rize’lilerin kaldığı ''Park Otel'', devamında ise Mindivanlı’lara ait bahçeli ev vardı (3).   Caddenin sol tarafında ise Recep Günaydınlı’nın evi vardı (4). Mindivanlı ve Günaydınlı ailelerinin büyük olan pencerelerine demir korkuluk yapılmıştı. Demirler yukarıdan gelip aşağıya doğru yarım daire şeklini alıyordu. Yani küçük b harfi şeklindeydi. Bir gün okuldan gelirken, Recep Günaydınlı’nın evinin yanındaki ev veya ahırın yandığını gördüm. Yangından sonra, yanan yerin sahibi hüngür hüngür ağlamaya başladı. Kalabalık teselli ederken, içlerinden birisi çıkıp, ağlayana sarıldı ve yanan yeri yeniden yapacağına dair şeref sözü verip üzülmemesini söyledi. Şimdiki Tuba Otelinden aşağı inince, Foto Çakar’ın dükkânı vardı (5). Dükkânında renkli Köroğlu, Tahir ile Zühre, Zaloğlu Rüstem, Demir Pehlivan, Karacaoğlan, Battal Gazi'nin destanı, Şahmaran, Kerem ile Aslı, şarkı ve türkü sözleri gibi kitâplar satılırdı. Daha sonra Kemal Gültekin’le ortak fotoğraf dükkânı işlettiler. En sonunda da tarım aletleri satmaya başladı. Hemen yanında bitişik evler vardı. Çanakçı’lar bu evleri alıp dükkân yaptılar. Bu bina sonradan Halk Bankasına satıldı. Şimdiki Postane ise Ziraat Bankasının yerindeydi. Ziraat Bankası ise Cebbar Pasin’in altı öğretmenler lokali olan iki katlı binasının üst katındaydı (6). Postanenin yanında bahçesinde havuz olan belediye binası vardı. Doğuya bakan kapısından girince Başkanın odası tam karşıdaydı (7). Yanda da, dört tane yuvarlak beton direkli yağmurluğu olan tekel binası vardı (8). Yaşar Bayoğlu ve Cengiz Deren'in katkılarıyla..   DİPNOTLAR: 1-Kapıdan girince büyükçe bir bahçe ve han vardı. Mahalle ve köyleri dolaşıp hayvanlarıyla meyve satanlar ile çerçiler, akşamları bu handa kalırlardı.   2-Zayıf boyu da biraz kısa olan İsmail Kuzey, İki elini sağ kulağına atıp bedenini de kasarak '' Elaaan...'' diye başlayıp hem yürüyüp hem de ezberlediği metni doğaçlama okurdu. Okuduğu bitince de soru soranlara izah ederdi. Bu şekilde çarşıyı dolaşırdı Oğlu Yılmaz (Yuma) ise çubuk demir ile Malakan çayında balık avlardı. İsmail Kuzey, ramazan günleri, okunan ezanla beraber kaleden top atışı yapardı. Ramazanda bütün çocukların hoşuna giden şeyler: Birincisi kaleden atılan topu gözetlemek. İkincisi, Kadıoğlu’nun dükkânının önünde Osman eminin sattığı horoz şekerinden almak. Üçüncüsü de, ikindiden sonra annesinin kucağında Nazlı Baba türbesine gitmek. 3- Bir gün, bir kişi gelip Mindivanlı’dan, ertesi gün ödemek kaydıyla borç para ister. Mindivanlı da yarın gelirse vereceğini söyler. Ertesi gün garibim sallana sallana gelir. Mindivanlı şöyle der; -Bugün bana vereceğin parayı, şimdi harcayabilirsin.. 4- Cesimi sazıyla çalıp söylerdi. Mensuri/Gada ise düğünlerde hiç duymadığımız arabesk şarkılar söylerdi. ''Kadehlerin tadı yok ve Hem senden davacı oldum, hem seven gönlümden, acı merhamet et..  hem sana, hem bana sararıp soluyorum...'' şarkısını ilk defa ondan dinledim. Biga Çiftetellisi ve Edirne Kasaphavası figürlerinde ise rakipsizdi. 5-Foto Çakar, mert ve gariban dostuydu. Bir gün dükkânının önünden, Permatik satan birisi geçer. Akşama doğru aynı şahıs geçince, Foto Çakar, ne kadar sattığını sorar. Adam, hiç satamadığını söyleyince, bir çanta dolusu jiletleri satın alarak her müşterisine birer tane hediye eder. Foto Çakar'ın belediye başkanlığına adaylık konuşmasından; -Bir gazzığ Gorele'nin(Halil Günaştı) ğanlarının kenarına, bir gazzığ da Özkan'ın (Özkan Kotukoğlu) petrol isdasyonuna çağiyerım. Çırpi çekip, dışında galan evleri yığiyerem.. 6-İbrahim Hakkı İlkokulunda akşam vakti çıktığımızda, askeri vinç (Crane), yeni binasına taşınan bankanın üst kattaki pencereden kasayı çıkarıyordu. Bankanın, plastik cüzdanlı cep ajandası vardı. Banka müdürünün oğlu, Şefik Çelebi, ilkokuldayken bu ajandadan getirip sınıfa dağıtırdı. 7-Şimdiki Halk Bankasının olduğu yer, bahçesinde havuz olan belediye binasıydı. Doğu yönüne bakan kapısından girince, tam karşıda başkanın odası vardı. Başkan masası, güney tarafa bakıyordu. Sağında ve ön tarafta siyah renkte koltuklar vardı.   8-Tekel ürünleri, dört tekerlekli tablacı arabasıyla baba-oğul tarafından esnafa dağıtılırdı. Tekerlekleri eğri büğrüydü ve devrilecek gibiydi. Alkol, 100 gr. çay (3.5 lira), kibrit ve sigara dağıtımı yapılırdı. Sigaralar: Çamlıca ( Beyaz zemin üzerinde yeşil çam ağacı çizimi vardı. Dükkânların camlarına yapıştırılırdı.), Yenice (Beyaz zemin üzerine kırmızı büyük harflerle ismi yazılıydı, 225 kuruş.), Bahar (Ortasında kare içinde desen vardı.), Gelincik (Kadınlar içerdi ve g harfi havalıydı.), Yeni Harman (Kavuniçi renkte idi.), Kulüp (Beyaz renkteydi.) , Birinci, İkinci, Üçüncü (75 kuruş), Bafra (B harfi havalıydı, 125 kuruş), Yaka ve tütün. Ayrıca Silahlı Kuvvetler ve Asker sigarası. Bazı entelektüeller de pipo içerdi. Eczacı Recai Uzunlar gibi.. *********** Bir ramazan günü, İbrahim Hakkı Hazretleri Camisinin önünde züccaciye ürünleri satılır. Baki Hokamlı bir takım alır. Satıcı bozuğu olmadığı için parayı bozdurup getireceğini söyler. Baki Hokamlı da mecburen satıcının kalan 2-3 takım malının başında satıcıyı bekler. İftara da az bir zaman kalmıştır. Durum anlaşılır ki satıcı para üstü yerine kalan mallarını Baki Hokamlı'ya bırakmıştır. Baki Hokamlı da mecburen kalan ürünleri alıp evine gider. ***** Ramazanda, ikindiden sonra çarşı hareketlenirdi. Çarşıdan geçenin arkasından bomba, gezegen,maytap vs. gibi şeyler atılırdı. Erzurumkapı Camisinin karşısında bakkal dükkânı işleten Mevlüt de bir arkadaşına şaka yapmak ister. Arkadaşı caddeden geçerken gizlice yaklaşıp yaktığı maytabı arkadaşının ceketinin cebine koyar. Hızlıca kaçarken maytap koyduğu kişinin Emniyet Müdürü olduğunu son anda farkeder.... ********* Belediye otobüslerinde biletçi olan XX, otobüsün hareket saatine az bir zaman kala otobüsü çalıştırıp hareket etmeden evvel yolculara; -Kemerlerinizi bağlayın! Uçuşa geçiyoruz, der. Otobüste bulunan Hasankale eşrafından YY; -Yahu, bu adam sarhoş, dediğinde; -Konuşma, et kafa.. Kemerlerini bağladın mı? Otobüs 50-60 m. gidip, sola dönmek yerine dükkâna çarpar. ************ MÜZİK BUKETİ Şarkıların kaderi. (Zeki Müren) Eylül akşamı. (Ayşen Birgör) Gönül telleri. (Sedef Güven) Acılara sürgünüm. (Yüksel Özkasap) Gücüm kalmadı. (Tüdanya)
Ekleme Tarihi: 26 Mayıs 2025 -Pazartesi
Suat ÖZARAS

ÇARŞI 15

Zeki Ardıçlı'nın kasap dükkânının yerinde karpuz satılırdı. Kapısının önü ise seyyar kablolu lamba ile aydınlatılırdı. Karpuzların başında, benden yaş itibariyle büyük olan Salim Ertuğrul'u görürdüm. Kaldırımda ise dört tekerlekli arabasında incik boncuk satan birisi, yerde ise ikinci el çamaşır satan satıcılar vardı. Karşı tarafta tam köşede Nevruz Uludemirciler'in işlettiği iki katlı, tabelada ''Arı Otel ve Gazinosu'' yazan altı kahve üstü otel olan bina bulunmaktaydı. Doğu tarafında, Sıddık Çanakçı'nın başkanlığını yaptığı Ziraat Odası binası ve camda ''Gülşen Berberi'' yazan Necati Göşker’e ait dükkân bulunmaktaydı.
Karşı tarafa geçince; solda -şimdiki hal binasının dükkânları yerinde- belediyenin hurdalığı vardı. Sağ tarafta ise Mehmet Babagil'in kasap dükkânı ile Nadim ustanın marangoz atölyesi vardı. Devamında han (1), hanın yanında ise İsmail Kuzey'in evi vardı (2). Yukarıdan gelen caddeyi geçip karşı tarafa geçince, Mehmet Destegül’ün altı bakkal üstü ev olan bina, hemen yanda ise Hacı Cevdet Yazıcı’nın kesme taşlarla yaptığı Trabzon ve Rize’lilerin kaldığı ''Park Otel'', devamında ise Mindivanlı’lara ait bahçeli ev vardı (3).

 

Caddenin sol tarafında ise Recep Günaydınlı’nın evi vardı (4). Mindivanlı ve Günaydınlı ailelerinin büyük olan pencerelerine demir korkuluk yapılmıştı. Demirler yukarıdan gelip aşağıya doğru yarım daire şeklini alıyordu. Yani küçük b harfi şeklindeydi. Bir gün okuldan gelirken, Recep Günaydınlı’nın evinin yanındaki ev veya ahırın yandığını gördüm. Yangından sonra, yanan yerin sahibi hüngür hüngür ağlamaya başladı. Kalabalık teselli ederken, içlerinden birisi çıkıp, ağlayana sarıldı ve yanan yeri yeniden yapacağına dair şeref sözü verip üzülmemesini söyledi. Şimdiki Tuba Otelinden aşağı inince, Foto Çakar’ın dükkânı vardı (5). Dükkânında renkli Köroğlu, Tahir ile Zühre, Zaloğlu Rüstem, Demir Pehlivan, Karacaoğlan, Battal Gazi'nin destanı, Şahmaran, Kerem ile Aslı, şarkı ve türkü sözleri gibi kitâplar satılırdı. Daha sonra Kemal Gültekin’le ortak fotoğraf dükkânı işlettiler. En sonunda da tarım aletleri satmaya başladı. Hemen yanında bitişik evler vardı. Çanakçı’lar bu evleri alıp dükkân yaptılar. Bu bina sonradan Halk Bankasına satıldı. Şimdiki Postane ise Ziraat Bankasının yerindeydi. Ziraat Bankası ise Cebbar Pasin’in altı öğretmenler lokali olan iki katlı binasının üst katındaydı (6). Postanenin yanında bahçesinde havuz olan belediye binası vardı. Doğuya bakan kapısından girince Başkanın odası tam karşıdaydı (7). Yanda da, dört tane yuvarlak beton direkli yağmurluğu olan tekel binası vardı (8).
Yaşar Bayoğlu ve Cengiz Deren'in katkılarıyla..

 

DİPNOTLAR:
1-Kapıdan girince büyükçe bir bahçe ve han vardı. Mahalle ve köyleri dolaşıp hayvanlarıyla meyve satanlar ile çerçiler, akşamları bu handa kalırlardı.
 
2-Zayıf boyu da biraz kısa olan İsmail Kuzey, İki elini sağ kulağına atıp bedenini de kasarak '' Elaaan...'' diye başlayıp hem yürüyüp hem de ezberlediği metni doğaçlama okurdu. Okuduğu bitince de soru soranlara izah ederdi. Bu şekilde çarşıyı dolaşırdı Oğlu Yılmaz (Yuma) ise çubuk demir ile Malakan çayında balık avlardı. İsmail Kuzey, ramazan günleri, okunan ezanla beraber kaleden top atışı yapardı. Ramazanda bütün çocukların hoşuna giden şeyler: Birincisi kaleden atılan topu gözetlemek. İkincisi, Kadıoğlu’nun dükkânının önünde Osman eminin sattığı horoz şekerinden almak. Üçüncüsü de, ikindiden sonra annesinin kucağında Nazlı Baba türbesine gitmek.

3- Bir gün, bir kişi gelip Mindivanlı’dan, ertesi gün ödemek kaydıyla borç para ister. Mindivanlı da yarın gelirse vereceğini söyler. Ertesi gün garibim sallana sallana gelir. Mindivanlı şöyle der;
-Bugün bana vereceğin parayı, şimdi harcayabilirsin..

4- Cesimi sazıyla çalıp söylerdi. Mensuri/Gada ise düğünlerde hiç duymadığımız arabesk şarkılar söylerdi. ''Kadehlerin tadı yok ve Hem senden davacı oldum, hem seven gönlümden, acı merhamet et..  hem sana, hem bana sararıp soluyorum...'' şarkısını ilk defa ondan dinledim. Biga Çiftetellisi ve Edirne Kasaphavası figürlerinde ise rakipsizdi.

5-Foto Çakar, mert ve gariban dostuydu. Bir gün dükkânının önünden, Permatik satan birisi geçer. Akşama doğru aynı şahıs geçince, Foto Çakar, ne kadar sattığını sorar. Adam, hiç satamadığını söyleyince, bir çanta dolusu jiletleri satın alarak her müşterisine birer tane hediye eder. Foto Çakar'ın belediye başkanlığına adaylık konuşmasından;
-Bir gazzığ Gorele'nin(Halil Günaştı) ğanlarının kenarına, bir gazzığ da Özkan'ın (Özkan Kotukoğlu) petrol isdasyonuna çağiyerım. Çırpi çekip, dışında galan evleri yığiyerem..

6-İbrahim Hakkı İlkokulunda akşam vakti çıktığımızda, askeri vinç (Crane), yeni binasına taşınan bankanın üst kattaki pencereden kasayı çıkarıyordu. Bankanın, plastik cüzdanlı cep ajandası vardı. Banka müdürünün oğlu, Şefik Çelebi, ilkokuldayken bu ajandadan getirip sınıfa dağıtırdı.

7-Şimdiki Halk Bankasının olduğu yer, bahçesinde havuz olan belediye binasıydı. Doğu yönüne bakan kapısından girince, tam karşıda başkanın odası vardı. Başkan masası, güney tarafa bakıyordu. Sağında ve ön tarafta siyah renkte koltuklar vardı.
 
8-Tekel ürünleri, dört tekerlekli tablacı arabasıyla baba-oğul tarafından esnafa dağıtılırdı. Tekerlekleri eğri büğrüydü ve devrilecek gibiydi. Alkol, 100 gr. çay (3.5 lira), kibrit ve sigara dağıtımı yapılırdı. Sigaralar: Çamlıca ( Beyaz zemin üzerinde yeşil çam ağacı çizimi vardı. Dükkânların camlarına yapıştırılırdı.), Yenice (Beyaz zemin üzerine kırmızı büyük harflerle ismi yazılıydı, 225 kuruş.), Bahar (Ortasında kare içinde desen vardı.), Gelincik (Kadınlar içerdi ve g harfi havalıydı.), Yeni Harman (Kavuniçi renkte idi.), Kulüp (Beyaz renkteydi.) , Birinci, İkinci, Üçüncü (75 kuruş), Bafra (B harfi havalıydı, 125 kuruş), Yaka ve tütün. Ayrıca Silahlı Kuvvetler ve Asker sigarası. Bazı entelektüeller de pipo içerdi. Eczacı Recai Uzunlar gibi..
***********
Bir ramazan günü, İbrahim Hakkı Hazretleri Camisinin önünde züccaciye ürünleri satılır. Baki Hokamlı bir takım alır. Satıcı bozuğu olmadığı için parayı bozdurup getireceğini söyler. Baki Hokamlı da mecburen satıcının kalan 2-3 takım malının başında satıcıyı bekler. İftara da az bir zaman kalmıştır. Durum anlaşılır ki satıcı para üstü yerine kalan mallarını Baki Hokamlı'ya bırakmıştır. Baki Hokamlı da mecburen kalan ürünleri alıp evine gider.
*****
Ramazanda, ikindiden sonra çarşı hareketlenirdi. Çarşıdan geçenin arkasından bomba, gezegen,maytap vs. gibi şeyler atılırdı. Erzurumkapı Camisinin karşısında bakkal dükkânı işleten Mevlüt de bir arkadaşına şaka yapmak ister. Arkadaşı caddeden geçerken gizlice yaklaşıp yaktığı maytabı arkadaşının ceketinin cebine koyar. Hızlıca kaçarken maytap koyduğu kişinin Emniyet Müdürü olduğunu son anda farkeder....


*********
Belediye otobüslerinde biletçi olan XX, otobüsün hareket saatine az bir zaman kala otobüsü çalıştırıp hareket etmeden evvel yolculara;
-Kemerlerinizi bağlayın! Uçuşa geçiyoruz, der. Otobüste bulunan Hasankale eşrafından YY;
-Yahu, bu adam sarhoş, dediğinde;
-Konuşma, et kafa.. Kemerlerini bağladın mı?
Otobüs 50-60 m. gidip, sola dönmek yerine dükkâna çarpar.


************
MÜZİK BUKETİ
Şarkıların kaderi. (Zeki Müren)
Eylül akşamı. (Ayşen Birgör)
Gönül telleri. (Sedef Güven)
Acılara sürgünüm. (Yüksel Özkasap)
Gücüm kalmadı. (Tüdanya)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.