Ali Osman ENGİN
Köşe Yazarı
Ali Osman ENGİN
 

DÜNÜN GÜNEŞİYLE BUGÜNÜN ÇAMAŞIRLARINI KURUTMAYA ÇALIŞMAK!..

Öncelikle tüm okurlarımın ve inananların mübarek Kurban Bayramlarını canı gönülden tebrik ediyorum. Yüce Rabbim bayramın feyiz ve bereketinden hepimizin hakkıyla istifade etmemizi, komşusu aç iken tok yatmamamız gerektiği düşüncesinin ruhumuza işlenerek yaşantımıza yön vermesini, yapacağımız yardım, hayır ve hasenatı kendi ticarethanelerinde ranta dönüştürmek isteyenlere dünyevi kazanç aracı olmadan yapabilmeyi nasip eylesin İnşallah. Her bayramda olduğu gibi bu bayramda da sadece Allah rızası için yapacağımız bağış ve yardımlarımızı başkalarının kişisel kazanç ve çıkar heveslerini devre dışı bırakarak yapmalıyız. İşin içerisine şunun yakını, bunun yakını, şunun siyasi görüşü, bunun siyasi görüşü gibi hayrımızı batal edecek niyetlerin girmemesi için en iyi yolun Valilikler ve Kaymakamlıklar nezdindeki devletimizin sırf bu iş için var olan sosyal yardım birimlerine nakit olarak yapılmasıdır. Çünkü bu birimlerde yılın tamamında bu işler profesyonel düzeyde yapılmaktadır. İşi hakkıyla yapanları tenzih ediyorum. Fırsatçıların terek ve raflarda kalan mallarını paraya dönüştürmek için heveslerini kabartmamak gerekir. Halisane niyetlerle yapacağınız yardım ve bağışları kullanarak zerre kadar da olsa, her hangi bir boyutta menfaat temin edilmesine alet/malzeme olunmamalıdır. Herhangi bir siyasi yapının oy hesabına, ihtiyacı olan-olmayan ayrımı yapmadan kömür veya makarna dağıtmasına benzememelidir. Değerli dostlar gelelim asıl mevzumuza. Son zamanlarda gerek siyaset alanında ve gerekse başka sosyal ve kültürel alanlarda, ne hikmetse hep dünün güneşiyle bu günün kirli çamaşırları kurutulmaya çalışılıyor. Artık toplumları birbirlerinden ayırt eden sınırların bile bir mana ifade etmediği küreselleşen dünyamızda,elinde uygun teknolojileri bulunduranların herkesin en gizli ve mahrem noktalarına nüfuz edebildikleri, etkileşimin had safhada olduğu bilinmektedir. İşte bu etkileşimden sağlam çıkabilmek ve tarihsel bakış ve bilinç çerçevesinde evrensel insanlık değerleriyle beraber, milli-manevi ve kadim değerlerimizi yeni nesillere benimsetmek, o değerlerin bütün insanlığa katkı sağlayacak medeniyet değerlerine dönüşmesini sağlamak için geliştirmek zorundayız. Bütün bunları mevcut zaman dilimi içerisinde yaşayan; eğitim, siyaset, ekonomi, sağlık, aile ve din kurumlarını yönetenlerle beraber halkın kendisi gerçekleştirecektir. Bu toplumsal kurumlar çalışan kuruluşları boyutuyla her toplumda farklı olmakla beraber aynı toplum içerisinde zamandan zamana da değişiklik gösterebilir. Toplumların gelişmişlik ve kalkınmışlık durumları çerçevesinde yukarıdaki toplumsal kurumlar belli bir denge durumundadır ve birbirleriyle çok boyutlu bir etkileşim içerisindedirler. Eğitim kurumu diğer kurumlara kaliteli ve donanımlı uzman insan kaynaklarını yetiştirdiği için, buradaki başarınız diğer toplumsal kurumlarda da başarı olarak ortaya çıkar. Kurumların hepsi mevcut tekamül adına gelişerek daha yukarıda yeni bir denge kurduğu zaman, toplumsal gelişme ve kalkınmadan bahsedilebilir. Aziz dostlar şüphesiz tarih bilinci ve tarihsel şuura sahip toplumların bu gün ve gelecek arasında kuracakları bağlantılar çerçevesinde, geleceğin daha istendik ve beklendik olması sağlanabilir. Hakikaten geçmişten dersler alınarak birebir somut olarak yaşanan olay boyutuyla tarihin tekerrür etmesi mümkün olmaz. Ancak alınacak derslerin geçmişte bire bir somut olarak yaşanılan olaylara ve şahıslara odaklaşarak değil, o olaylardan yola çıkılarak ulaşılacak genellemeler olan olgu boyutlarıdır. İşte o zaman tarih tekerrür etmez. Çünkü tarih bir olaybilimdir. Müspet veya menfi düzeyde geçmişin bire bir somut olarak yaşanılan olayların eğer koşullar hazır olursa, her an  ortaya çıkma durumu olan olgularına değil de sadece olaya ve olayın karakterlerine odaklaşarak mevcut sorunların kurumsal düzeyde üstesinden gelinemez. Aklı, fikri, inancı, iradesi, çabası ve gayretiyle bu günün küresel sorunlarını çözemeyen, ha bire ıslanan kirli çamaşırlarını kurutamayanların dünün güneşini kullanma adına, birtakım tarihi şahsiyetlerin sadece isimlerini sözlerine ve eylemlerine konu ederek övgü ve yergide bulunmaları oldukça benzer sorunlu bir davranış biçimidir. Bu insanların sanıyorum bir sonraki aşamada, kendilerini öteki dünyadan sözlerine konu ettikleri şahısların görevlendirerek gönderdiklerini iddia edeceklerdir. Bu tür şahısların zaman zaman ortaya çıktıklarını biliyoruz. Bu durum tam bir zayıflık ve bizzat kendisini ve inandığı, inandırmaya çalıştığı fikirlerine kendisinin de inanmadığının göstergesidir. Diğer yandan bu ve benzeri tutum ve davranış içerisinde olanların söz ve eylemlerine konu ettikleri o şahsiyetlere hayatta iken pek itibar etmedikleri, onlarla düşünsel olarak hiçbir araya gelmedikleri, her hangi bir risk üstlenmedikleri bilinmelidir. Değerli dostlar halk tabiriyle; ya olduğun gibi görün, yada göründüğün gibi ol. Olmadığın gibi görünmenin arka plânı ve öğrenme adına bir temeli olamayacağından sahte oluşlar ortaya çıkar. Sahte oluşların hükmü de ya bir kışlık ve yada bir kuşluk olacaktır. Rabbim bu sahte oluşlar sergileyenlerden hepimizi korusun İnşallah. Selam ve sevgilerimle.
Ekleme Tarihi: 23 Temmuz 2021 - Cuma
Ali Osman ENGİN

DÜNÜN GÜNEŞİYLE BUGÜNÜN ÇAMAŞIRLARINI KURUTMAYA ÇALIŞMAK!..

Öncelikle tüm okurlarımın ve inananların mübarek Kurban Bayramlarını canı gönülden tebrik ediyorum. Yüce Rabbim bayramın feyiz ve bereketinden hepimizin hakkıyla istifade etmemizi, komşusu aç iken tok yatmamamız gerektiği düşüncesinin ruhumuza işlenerek yaşantımıza yön vermesini, yapacağımız yardım, hayır ve hasenatı kendi ticarethanelerinde ranta dönüştürmek isteyenlere dünyevi kazanç aracı olmadan yapabilmeyi nasip eylesin İnşallah. Her bayramda olduğu gibi bu bayramda da sadece Allah rızası için yapacağımız bağış ve yardımlarımızı başkalarının kişisel kazanç ve çıkar heveslerini devre dışı bırakarak yapmalıyız. İşin içerisine şunun yakını, bunun yakını, şunun siyasi görüşü, bunun siyasi görüşü gibi hayrımızı batal edecek niyetlerin girmemesi için en iyi yolun Valilikler ve Kaymakamlıklar nezdindeki devletimizin sırf bu iş için var olan sosyal yardım birimlerine nakit olarak yapılmasıdır. Çünkü bu birimlerde yılın tamamında bu işler profesyonel düzeyde yapılmaktadır. İşi hakkıyla yapanları tenzih ediyorum. Fırsatçıların terek ve raflarda kalan mallarını paraya dönüştürmek için heveslerini kabartmamak gerekir. Halisane niyetlerle yapacağınız yardım ve bağışları kullanarak zerre kadar da olsa, her hangi bir boyutta menfaat temin edilmesine alet/malzeme olunmamalıdır. Herhangi bir siyasi yapının oy hesabına, ihtiyacı olan-olmayan ayrımı yapmadan kömür veya makarna dağıtmasına benzememelidir.

Değerli dostlar gelelim asıl mevzumuza. Son zamanlarda gerek siyaset alanında ve gerekse başka sosyal ve kültürel alanlarda, ne hikmetse hep dünün güneşiyle bu günün kirli çamaşırları kurutulmaya çalışılıyor. Artık toplumları birbirlerinden ayırt eden sınırların bile bir mana ifade etmediği küreselleşen dünyamızda,elinde uygun teknolojileri bulunduranların herkesin en gizli ve mahrem noktalarına nüfuz edebildikleri, etkileşimin had safhada olduğu bilinmektedir. İşte bu etkileşimden sağlam çıkabilmek ve tarihsel bakış ve bilinç çerçevesinde evrensel insanlık değerleriyle beraber, milli-manevi ve kadim değerlerimizi yeni nesillere benimsetmek, o değerlerin bütün insanlığa katkı sağlayacak medeniyet değerlerine dönüşmesini sağlamak için geliştirmek zorundayız. Bütün bunları mevcut zaman dilimi içerisinde yaşayan; eğitim, siyaset, ekonomi, sağlık, aile ve din kurumlarını yönetenlerle beraber halkın kendisi gerçekleştirecektir. Bu toplumsal kurumlar çalışan kuruluşları boyutuyla her toplumda farklı olmakla beraber aynı toplum içerisinde zamandan zamana da değişiklik gösterebilir. Toplumların gelişmişlik ve kalkınmışlık durumları çerçevesinde yukarıdaki toplumsal kurumlar belli bir denge durumundadır ve birbirleriyle çok boyutlu bir etkileşim içerisindedirler. Eğitim kurumu diğer kurumlara kaliteli ve donanımlı uzman insan kaynaklarını yetiştirdiği için, buradaki başarınız diğer toplumsal kurumlarda da başarı olarak ortaya çıkar. Kurumların hepsi mevcut tekamül adına gelişerek daha yukarıda yeni bir denge kurduğu zaman, toplumsal gelişme ve kalkınmadan bahsedilebilir.

Aziz dostlar şüphesiz tarih bilinci ve tarihsel şuura sahip toplumların bu gün ve gelecek arasında kuracakları bağlantılar çerçevesinde, geleceğin daha istendik ve beklendik olması sağlanabilir. Hakikaten geçmişten dersler alınarak birebir somut olarak yaşanan olay boyutuyla tarihin tekerrür etmesi mümkün olmaz. Ancak alınacak derslerin geçmişte bire bir somut olarak yaşanılan olaylara ve şahıslara odaklaşarak değil, o olaylardan yola çıkılarak ulaşılacak genellemeler olan olgu boyutlarıdır. İşte o zaman tarih tekerrür etmez. Çünkü tarih bir olaybilimdir. Müspet veya menfi düzeyde geçmişin bire bir somut olarak yaşanılan olayların eğer koşullar hazır olursa, her an  ortaya çıkma durumu olan olgularına değil de sadece olaya ve olayın karakterlerine odaklaşarak mevcut sorunların kurumsal düzeyde üstesinden gelinemez.

Aklı, fikri, inancı, iradesi, çabası ve gayretiyle bu günün küresel sorunlarını çözemeyen, ha bire ıslanan kirli çamaşırlarını kurutamayanların dünün güneşini kullanma adına, birtakım tarihi şahsiyetlerin sadece isimlerini sözlerine ve eylemlerine konu ederek övgü ve yergide bulunmaları oldukça benzer sorunlu bir davranış biçimidir. Bu insanların sanıyorum bir sonraki aşamada, kendilerini öteki dünyadan sözlerine konu ettikleri şahısların görevlendirerek gönderdiklerini iddia edeceklerdir. Bu tür şahısların zaman zaman ortaya çıktıklarını biliyoruz. Bu durum tam bir zayıflık ve bizzat kendisini ve inandığı, inandırmaya çalıştığı fikirlerine kendisinin de inanmadığının göstergesidir. Diğer yandan bu ve benzeri tutum ve davranış içerisinde olanların söz ve eylemlerine konu ettikleri o şahsiyetlere hayatta iken pek itibar etmedikleri, onlarla düşünsel olarak hiçbir araya gelmedikleri, her hangi bir risk üstlenmedikleri bilinmelidir. Değerli dostlar halk tabiriyle; ya olduğun gibi görün, yada göründüğün gibi ol. Olmadığın gibi görünmenin arka plânı ve öğrenme adına bir temeli olamayacağından sahte oluşlar ortaya çıkar. Sahte oluşların hükmü de ya bir kışlık ve yada bir kuşluk olacaktır.

Rabbim bu sahte oluşlar sergileyenlerden hepimizi korusun İnşallah.

Selam ve sevgilerimle.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 deneme bonusu veren siteler güzel sözler deneme bonusu veren siteler