Suat ÖZARAS
Köşe Yazarı
Suat ÖZARAS
 

FARKLI YAZILAR- 1

1-İLM-İ SİYASET Zamanın birinde bir talebe hocasının yanında; kelam, hadis fıkıh gibi dersler alıyormuş. Bir gün şöyle bir cümle sarfetmiş; -Hocam artık ben her şeyi öğrendim, icazet ver gideyim.Hocası da; daha öğreneceğin çok şey var demişse de dinletememiş. Çok bilmiş talebe düşmüş yollara. Gide gide bir topluluğa rastlamış. Bakmış ki hocanın birisi yalan yanlış şeyler anlatıyor. Kalabalığa hitaben; -Ey aziz topluluk bu zat-ı muhterem yalan konuşuyor, sakın inanmayın. Der demez kendisini kapının önünde bulmuş, hırpalandığı da yanına kâr kalmış. Düşmüş yollara, varmış hocasının yanına. Başına gelenleri anlatınca hocası demiş ki; -Acele ettin, ilm-i siyaseti öğrenmeden çıkıp gittin. Bir müddet sonra hocası icazet verip, talebesini yolcu etmiş. Talebe yollara düşünce aynı hocaya rastlamış. Hoca yine saçma sapan konuşuyor.. Topluluğa hitaben; -Ey aziz topluluk, bu hocanız çok alim birisidir. Hocanızın saçından ve sakalından bir tel kopartan dosdoğru cennete gider. İlk cennete giden ben olmalıyım der ve hocaya doğru ilk hamlesini yapar…   2-İHSAN TORAMAN Ankara'dan döndüğünde; muhalifleri, İhsan Toraman'ın karakola düştüğü yalanını herkese söylerler. (O zamanlar, karakola düşenin saçları 3 numara traş edilirdi.)  Ertesi gün Toraman eline aldığı fötr şapkasıyla herkese selam vererek çarşıyı dolaşır. ......... Bünyamin Yağar dedi ki; -Seçime bir iki gün kala, bir kişi gelip Toraman’a hakaret etmeye başladı. Ben bu şahsı dövecekken, Toraman elimden tutup yavaşça şöyle dedi; -Bu adam provokatör, dövdüğün anda seçimi kaybederiz.   ................. Hasankale eşrafından bir kişi Toraman'ın gıyabında konuşur. Toraman hemen birkaç kişiyle dükkanına gider ve kahveni içmeye geldim, der. Dükkanın önünde masa kurularak kahve içilir.   3-KEMAL BABAGİL Bakanlık müfettişleri liseyi teftiş etmektedir. Kemal Babagil, sıkıntılı anlar yaşarken aniden içeriye müstahdem girip hızlıca müfettişin elini öperek karşısında esas duruşa geçer. Bu duruma bir anlam veremeyen müfettiş, Babagil'e dönerek izahat ister. Babagil de; -Efendim, bu personelimiz 6 ayda bir Elazığ'a kontrole gitmektedir. Teftişte olduğumuz için resmi yazılarını yazıp gönderemedik. Kontrole gitmekte geciktiği için huysuzlaştı, der. Müfettiş yerinden kalkarak; -Hemen yazılarını yazın ve gönderin. Teftişi sonlandırıp, sonucu da olumlu yazıyorum..   4-LİMUZİN VE EVLİLİK YILDÖNÜMÜ Limuzin, New York'un en popüler kuyumcusunun önünde durdu. Şık giyimli, fakat kolu alçıda olan adam arabadan inerek korumasıyla mağazaya girdi. O gün eşinin doğum günüydü ve mücevher almak istiyordu. Getirilen hiçbir koleksiyonu beğenmedi. Mağaza sahibi, kasada sakladığı mücevheri çıkarıp şöyle dedi; -Bu nadide eserin bir benzeri yok, sizin için 10 milyon dolar olur. Adam nihayet beğenir. Kuyumcuya hitaben; -Üzerimde para yok evden para istemem lazım. Bir pusula yazayım, şoförüm ve korumam evden alıp gelsin. Benim kolum alçıda olduğu için rica etsem siz yazar mısınız? (…Karıcığım gelen şoför ve korumaya 10 mil……..) Akşam evde kuyumcu, eşine dedi ki; -Bugün bir aptala 5 milyon dolarlık bir mücevheri iki katına sattım. Karısı; -Sattıysan benden niye 10 milyon dolar istedin.   5-BİLEZİK VE VURGUN  Olay, yıllar önce Erzurum Taşmağazalar'da yaşanır. Bir adam caddede gözüne kestirdiği çarşaflı bir kadına yaklaşarak şöyle der; -Karıma bir bilezik alçağım senin kolunda deneyebilir miyiz. Kadınla beraber kuyumcuya gidip bileziği denedikten sonra, adam kuyumcuya sessizce der ki; -Karım burada kalsın ben gidip parayı  getireyim. Bir müddet sonra birisi der ki bu kadın ne bekliyor burada. Kuyumcu da; -Kocası para getirmeye gitti, der. Kadın bağırır; -O benim kocam değil..   6- 200 YIL YAŞAYAN KAPLUMBAĞALARIN PİKNİĞİ   Kaplumbağalar piknik yapmaya karar vermişler ve düşmüşler yollara. Beş yılın sonunda güzel bir yeri beğenmişler fakat tuz getirmeyi unutmuşlar. Eve gidip, tuz getirme görevini gençlerden birisi üstlenmiş.  Beş gidiş beş de geliş tam on yıl sürecek bir yolculuğa çıkmadan önce kaplumbağa demiş ki; -Tek şartım var, ben gelmeden hiç kimse bir şey yemeyecek. Tamam demişler ve genç kaplumbağa düşmüş yola. Dokuz yıl sonra millet homurdanmaya başlamış. Demişler ki biraz atıştıralım, o salak ne bilecek yediğimizi.. Birer lokma yemişlerdi ki genç kaplumbağa hemen karşılarına çıkıp ve şöyle demiş; -Ben sizin sözünüzü tutmayacağınızı bal gibi biliyordum, onun için gitmedim ve şu ağacın yanına gizlendim. Bütün konuşmalarınızı da duydum, size hayvan diyemem hepiniz zaten hayvansınız..  Bilge olanı, şöyle demiş; Gitseydin, şimdiye kadar gelmiştin.   7- VURGUN (SAZAN SARMALI) İlk aşamada; inşaat malzemesi, demir, plastik, şeker, gübre, yağ, boya gibi farklı sektörde ticaret yapan sektörler bulunuyordu. Tüccarı telefonla arayan çete; - Elimizde ihale fazlası mal var, çok düşük fiyatla satıyoruz, diyor. Tüccarın oluru üzerine, ''yükleme için haber bekleyin'' deniliyor. İkinci aşamada, malın satışını yapan ikinci bir tüccar bulunup sipariş veriliyordu. İlk tüccar aranarak; -Malınız hazır gelin ve şu depodan alın, deniliyor. Aynı anda ikinci tüccarı arayan çete, malı alacak şoförün ismini ve plakayı veriyordu. Yükleme sürerken; çete, ilk tüccarı arayarak; -Daha önce çok mağdur olduk, malınız şu anda yükleniyor. İrsaliye faturası da hazır. Biz aynı zamanda kuyumculuk yapıyoruz hesabımız şudur, lütfen malın parasını bu hesaba yollayın diyerek kandırıyordu. Son aşamada kuyumcuya; -Sizin orada oturuyorum, düğünümüz var çok acil altın lazım ama ben il dışındayım parasını hesabınıza EFT yapsam olur mu? Şoförüm altınları gelip alacak, deniliyordu. Birinci tüccarın parayı havale etmesiyle birlikte kuyumcu altınları çeteye veriyordu. Bu sırada ikinci tüccar malı verdiği halde parasını alamadığı için yüklemeyi durduruyordu, yani zararı olmuyordu. Ancak birinci tüccar havale yaptığı hesabın sahibini arayıp 'paranı verdim mal nerede' diye sorduğunda, kuyumcudan, 'parayı aldım altınları da verdim' cevabını alıyor ve dolandırıldığını anlıyordu.   8- İKİ KİŞİ GİDERKEN BİR BİLET, DÖNERKEN BİLETSİZ Yeni evli; A ve B aileleri, trenle tatil beldesine gidip döneceklerdir. Tatil beldesine indiklerinde, A ailesi der ki; - Biz bir biletle geldik. B ailesi bunu nasıl yaptıklarını sorar. (Eski trenlerde yolcu vagonlarının başında ve sonunda wc. vardı. Burada olsanız bile kondüktör kapıya vurur, bilet sorardı. Yolcu kapıyı hafifçe aralar ve bileti uzatırdı.) A ailesi der ki; - Kondüktörü görünce wc.'ye gizlendik. Kapıya vurunca bileti uzattık. Bu B ailesinin hoşuna gider. B ailesi; -Dönüşte biz tek bilet alıp sizin metodu uygulayalım, der. A ailesi ise; -Dönüşte bilet almayacağız der. Dönüşte kondüktör görününce B ailesi wc.'ye gizlenir. A ailesi kapıya vurup, uzatılan bileti alıp kaybolur.
Ekleme Tarihi: 03 Nisan 2024 - Çarşamba
Suat ÖZARAS

FARKLI YAZILAR- 1

1-İLM-İ SİYASET
Zamanın birinde bir talebe hocasının yanında; kelam, hadis fıkıh gibi dersler alıyormuş. Bir gün şöyle bir cümle sarfetmiş;
-Hocam artık ben her şeyi öğrendim, icazet ver gideyim.Hocası da; daha öğreneceğin çok şey var demişse de dinletememiş. Çok bilmiş talebe düşmüş yollara. Gide gide bir topluluğa rastlamış. Bakmış ki hocanın birisi yalan yanlış şeyler anlatıyor. Kalabalığa hitaben;
-Ey aziz topluluk bu zat-ı muhterem yalan konuşuyor, sakın inanmayın. Der demez kendisini kapının önünde bulmuş, hırpalandığı da yanına kâr kalmış. Düşmüş yollara, varmış hocasının yanına. Başına gelenleri anlatınca hocası demiş ki;
-Acele ettin, ilm-i siyaseti öğrenmeden çıkıp gittin. Bir müddet sonra hocası icazet verip, talebesini yolcu etmiş. Talebe yollara düşünce aynı hocaya rastlamış. Hoca yine saçma sapan konuşuyor.. Topluluğa hitaben;
-Ey aziz topluluk, bu hocanız çok alim birisidir. Hocanızın saçından ve sakalından bir tel kopartan dosdoğru cennete gider. İlk cennete giden ben olmalıyım der ve hocaya doğru ilk hamlesini yapar…

 

2-İHSAN TORAMAN
Ankara'dan döndüğünde; muhalifleri, İhsan Toraman'ın karakola düştüğü yalanını herkese söylerler. (O zamanlar, karakola düşenin saçları 3 numara traş edilirdi.)  Ertesi gün Toraman eline aldığı fötr şapkasıyla herkese selam vererek çarşıyı dolaşır.
.........
Bünyamin Yağar dedi ki;
-Seçime bir iki gün kala, bir kişi gelip Toraman’a hakaret etmeye başladı. Ben bu şahsı dövecekken, Toraman elimden tutup yavaşça şöyle dedi;
-Bu adam provokatör, dövdüğün anda seçimi kaybederiz.  
.................
Hasankale eşrafından bir kişi Toraman'ın gıyabında konuşur. Toraman hemen birkaç kişiyle dükkanına gider ve kahveni içmeye geldim, der. Dükkanın önünde masa kurularak kahve içilir.

 

3-KEMAL BABAGİL
Bakanlık müfettişleri liseyi teftiş etmektedir. Kemal Babagil, sıkıntılı anlar yaşarken aniden içeriye müstahdem girip hızlıca müfettişin elini öperek karşısında esas duruşa geçer. Bu duruma bir anlam veremeyen müfettiş, Babagil'e dönerek izahat ister. Babagil de;
-Efendim, bu personelimiz 6 ayda bir Elazığ'a kontrole gitmektedir. Teftişte olduğumuz için resmi yazılarını yazıp gönderemedik. Kontrole gitmekte geciktiği için huysuzlaştı, der. Müfettiş yerinden kalkarak;
-Hemen yazılarını yazın ve gönderin. Teftişi sonlandırıp, sonucu da olumlu yazıyorum..

 

4-LİMUZİN VE EVLİLİK YILDÖNÜMÜ
Limuzin, New York'un en popüler kuyumcusunun önünde durdu. Şık giyimli, fakat kolu alçıda olan adam arabadan inerek korumasıyla mağazaya girdi. O gün eşinin doğum günüydü ve mücevher almak istiyordu. Getirilen hiçbir koleksiyonu beğenmedi. Mağaza sahibi, kasada sakladığı mücevheri çıkarıp şöyle dedi;
-Bu nadide eserin bir benzeri yok, sizin için 10 milyon dolar olur. Adam nihayet beğenir. Kuyumcuya hitaben;
-Üzerimde para yok evden para istemem lazım. Bir pusula yazayım, şoförüm ve korumam evden alıp gelsin. Benim kolum alçıda olduğu için rica etsem siz yazar mısınız? (…Karıcığım gelen şoför ve korumaya 10 mil……..)
Akşam evde kuyumcu, eşine dedi ki;
-Bugün bir aptala 5 milyon dolarlık bir mücevheri iki katına sattım. Karısı;
-Sattıysan benden niye 10 milyon dolar istedin.

 

5-BİLEZİK VE VURGUN
 Olay, yıllar önce Erzurum Taşmağazalar'da yaşanır. Bir adam caddede gözüne kestirdiği çarşaflı bir kadına yaklaşarak şöyle der;
-Karıma bir bilezik alçağım senin kolunda deneyebilir miyiz. Kadınla beraber kuyumcuya gidip bileziği denedikten sonra, adam kuyumcuya sessizce der ki;
-Karım burada kalsın ben gidip parayı  getireyim. Bir müddet sonra birisi der ki bu kadın ne bekliyor burada. Kuyumcu da;
-Kocası para getirmeye gitti, der. Kadın bağırır;
-O benim kocam değil..

 

6- 200 YIL YAŞAYAN KAPLUMBAĞALARIN PİKNİĞİ  
Kaplumbağalar piknik yapmaya karar vermişler ve düşmüşler yollara. Beş yılın sonunda güzel bir yeri beğenmişler fakat tuz getirmeyi unutmuşlar. Eve gidip, tuz getirme görevini gençlerden birisi üstlenmiş.  Beş gidiş beş de geliş tam on yıl sürecek bir yolculuğa çıkmadan önce kaplumbağa demiş ki;
-Tek şartım var, ben gelmeden hiç kimse bir şey yemeyecek. Tamam demişler ve genç kaplumbağa düşmüş yola. Dokuz yıl sonra millet homurdanmaya başlamış. Demişler ki biraz atıştıralım, o salak ne bilecek yediğimizi.. Birer lokma yemişlerdi ki genç kaplumbağa hemen karşılarına çıkıp ve şöyle demiş;
-Ben sizin sözünüzü tutmayacağınızı bal gibi biliyordum, onun için gitmedim ve şu ağacın yanına gizlendim. Bütün konuşmalarınızı da duydum, size hayvan diyemem hepiniz zaten hayvansınız..  Bilge olanı, şöyle demiş;
Gitseydin, şimdiye kadar gelmiştin.

 

7- VURGUN (SAZAN SARMALI)
İlk aşamada; inşaat malzemesi, demir, plastik, şeker, gübre, yağ, boya gibi farklı sektörde ticaret yapan sektörler bulunuyordu. Tüccarı telefonla arayan çete;
- Elimizde ihale fazlası mal var, çok düşük fiyatla satıyoruz, diyor. Tüccarın oluru üzerine, ''yükleme için haber bekleyin'' deniliyor.
İkinci aşamada, malın satışını yapan ikinci bir tüccar bulunup sipariş veriliyordu. İlk tüccar aranarak;
-Malınız hazır gelin ve şu depodan alın, deniliyor. Aynı anda ikinci tüccarı arayan çete, malı alacak şoförün ismini ve plakayı veriyordu. Yükleme sürerken; çete, ilk tüccarı arayarak;
-Daha önce çok mağdur olduk, malınız şu anda yükleniyor. İrsaliye faturası da hazır. Biz aynı zamanda kuyumculuk yapıyoruz hesabımız şudur, lütfen malın parasını bu hesaba yollayın diyerek kandırıyordu. Son aşamada kuyumcuya;
-Sizin orada oturuyorum, düğünümüz var çok acil altın lazım ama ben il dışındayım parasını hesabınıza EFT yapsam olur mu? Şoförüm altınları gelip alacak, deniliyordu.
Birinci tüccarın parayı havale etmesiyle birlikte kuyumcu altınları çeteye veriyordu. Bu sırada ikinci tüccar malı verdiği halde parasını alamadığı için yüklemeyi durduruyordu, yani zararı olmuyordu. Ancak birinci tüccar havale yaptığı hesabın sahibini arayıp 'paranı verdim mal nerede' diye sorduğunda, kuyumcudan, 'parayı aldım altınları da verdim' cevabını alıyor ve dolandırıldığını anlıyordu.


 
8- İKİ KİŞİ GİDERKEN BİR BİLET, DÖNERKEN BİLETSİZ
Yeni evli; A ve B aileleri, trenle tatil beldesine gidip döneceklerdir. Tatil beldesine indiklerinde, A ailesi der ki;
- Biz bir biletle geldik. B ailesi bunu nasıl yaptıklarını sorar. (Eski trenlerde yolcu vagonlarının başında ve sonunda wc. vardı. Burada olsanız bile kondüktör kapıya vurur, bilet sorardı. Yolcu kapıyı hafifçe aralar ve bileti uzatırdı.)
A ailesi der ki;
- Kondüktörü görünce wc.'ye gizlendik. Kapıya vurunca bileti uzattık. Bu B ailesinin hoşuna gider. B ailesi;
-Dönüşte biz tek bilet alıp sizin metodu uygulayalım, der. A ailesi ise;
-Dönüşte bilet almayacağız der. Dönüşte kondüktör görününce B ailesi wc.'ye gizlenir. A ailesi kapıya vurup, uzatılan bileti alıp kaybolur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 deneme bonusu veren siteler güzel sözler deneme bonusu veren siteler