Suat ÖZARAS
Köşe Yazarı
Suat ÖZARAS
 

MENKIBELER 2 İbrahim Hakkı Hz'lerinin torunlarından Tülay Tüylüoğlu'nun gönderdiği yazılar 1

Sayın Suat Özaras, Ramazan günlerini sayenizde yaşadım. Eski örf ve adetlerimiz hiç değişmemiş. Umarım sizden sonra da devam etmiştir. Bizim zamanımızda da annemler oruç tuttuğumuz ilk gün Nazlı Baba'ya götürürlerdi. Ayrıca Nazlı Baba'ya yaramaz çocuklar da götürülürdü. Herhalde biraz bizler de o guruptaydık. O zaman annem; beni, Tuncer ve Selma Nayır'ı götürür boynumuza bir ip bağlayıp Nazlı Baba türbesinin etrafından üç kere döndürürdü. Bu esnada  annelerimiz hiç konuşmazdı.    Evden çıkarken bir dürüm ekmek alır ellerinde tutarlardı. Turlama işi bittikten sonra boynumuzdakı ipleri çözmez, yoldan geçen bir vatandaşa makası uzatır ipi kesmesini isterlerdi. İşlem tamamlanınca ellerindeki dürümü ikram ederlerdi. Bir keresinde yola indiğimizde ipi kesecek kimse yoktu. Biraz bekledikten sonra bir at arabası geldi. Annem, işaretle durdurdu. Arabacı aşağı indi, fakat  ipi kesmedi ve arabaya binip uzaklaştı. O son gidişimiz oldu, fakat huyumuzda bir değişiklik olmadı. Selamlarımla, hayırlı ramazanlar..   Tülay Tüylüoğlu'nun yazısı 2 Kısa zamanda bilgisi ve hitabetiyle ün yapmış olan İbrahim Hakkı Hz.'lerinin methini duyan Birinci Sultan Mahmut, sarayına davet etmek üzere maiyetindeki iki adamını Hasankale'ye gönderir. Hoş sohbetten sonra  konuklar Padişah tarafından  gönderilen hediyeyi sunmuşlar. İbrahim Hakkı Hz.leri de tebessüm edip teşekkür etmiş. Akşam olunca İbrahim Hakkı Hazretleri, misafirlerine yalnız pirinç pilavı ikram edebileceğini söylemiş. Konuklarına hitaben;  -Kusura bakmayın yapılacak pilavın parasını peşin alacağım, demiş. Konuklar şaşırınca huzura hanımını çağırıp şöyle demiş; -Bugün akşama iki ayrı tencerede pilav yapacaksın. Bir tencereye bunların pirincini diğerine bizim pirinci koyacaksın..    Sofra hazırlanıyor ve konuklar davet ediliyor. Sofraya iki büyük tabakta üstü kapalı olarak pilav geliyor. İbrahim Hakkı Hz.leri onlara ait olan tabaktan eliyle bir avuç pilavı sıkıyor bir taraftan kan bir taraftan irin akıyor. Sonra, kendi evinin malzemeleriyle yapılan pilavdan alıp sıkıyor. Bir taraftan yağ, diğer taraftan su akıyor. Konuklara hitaben şöyle diyor; -Bana saraydan getirdiğiniz altınların içinde tüysüz yetimin hakkı var. Buyurun helal pilavdan yiyin. Padişahım sağolsun, benim altına ihtiyacım yok.. deyip misafirlerini uğurluyor. Padişah'ın davetine de icabet ediyor.   Tülay Tüylüoğlu'nun yazısı 3 Sayın Suat Özaras; papazla ilgili olarak çocukluğumda babamla kabristan ziyaretine giderken, önce Nazlı Baba'yı ziyaret eder sonra kendi kabristanımıza giderdik. Merak edip babama sordum. Neden, önce bizim türbeye geliyoruz.. Babam, başladı anlatmaya; -İbrahim Hakkı Hz.leri belirli tarihlerde papaz ve keşişle inançlar hakkında görüşürmüş. O günkü konu miraç hadisesiymiş. Papaz bir türlü Peygamber Efendimiz'in miraca çıktığını kabullenmiyormuş. İbrahim Hakkı Hz.leri, kahve ikram etmiş. Papaz düşünceliyken, hazret papazın cübbesine dokunmuş. İçi geçer gibi olmuş ve hemen uyanmış. Kahveyi içmek için fincanı tutunca hala sıcak olduğunu görmüş. Dedemin yüzüne, nasıl olur gibilerinden bakmış o zaman dedem; -Ya papaz efendi bir kaç saniyede kadın oldun yedi çocuğunu sonra da eşini kaybettin, uyandığında kahven soğumamıştı. Sen, Allah'ın kuluyken bunu yaşadın ve inandın. Allah'ın kulu ve Resul'unun ona doğru gitmesine inanmıyorsun.. O zaman papaz boynundan haçı çıkarıyor ve kıbleye dönüp salavat getiriyor.Sonunda sizin yazdığınız papazın Nazlı Baba olduğunu anlattı. Tekrar size teşekkür ediyorum. Tüm ölmüşlerimizi rahmetle anıyorum. (Babamdan 1953 yılında dinledim.)   Erdoğan Ceylan diye bir beyefendi, babamın amcası olan Hacı Fehim İbrahimhakkıoğlu'ndan bahsediyor. Rus harbinde Erzurum'dan göç başlamış. Benim dedem, Hacı Fehim dedemden büyük. Erzurum'dan çıkalım diye ısrar etmiş. Ama, kardeşi gelmeyince babamlar yollarına devam etmişler. Hacı Fehim Efendi, Erzurum'da müftüymüş. Cuma günleri Lalapaşa camisinde vaaz verirmiş. Bunun methini duyan Rus komutan bir cuma günü camiye gidiyor. Kapıda postallarını çıkarmadan içeri girince minberden tok bir ses; -Komutan, girdiğin yer bir mabet önce postallarını çıkart, diyor. Komutan denileni yapıyor ve vaazı dinliyor. Ruslar Erzurum'dan çekilmeye başlayınca yine bir cuma hocaya veda etmek için camiye gelerek, Erzurum'dan gideceğini bildiriyor. Komutan minberin önüne geliyor kıbleye dönmüş vaziyette tekbir getiriyor Allah bir Resul hak diyor. Müslüman olduğumun şahidisin diyerek, hocayla kucaklaşıyor..
Ekleme Tarihi: 18 Mart 2024 - Pazartesi
Suat ÖZARAS

MENKIBELER 2 İbrahim Hakkı Hz'lerinin torunlarından Tülay Tüylüoğlu'nun gönderdiği yazılar 1

Sayın Suat Özaras, Ramazan günlerini sayenizde yaşadım. Eski örf ve adetlerimiz hiç değişmemiş. Umarım sizden sonra da devam etmiştir. Bizim zamanımızda da annemler oruç tuttuğumuz ilk gün Nazlı Baba'ya götürürlerdi. Ayrıca Nazlı Baba'ya yaramaz çocuklar da götürülürdü. Herhalde biraz bizler de o guruptaydık. O zaman annem; beni, Tuncer ve Selma Nayır'ı götürür boynumuza bir ip bağlayıp Nazlı Baba türbesinin etrafından üç kere döndürürdü. Bu esnada  annelerimiz hiç konuşmazdı. 

 

Evden çıkarken bir dürüm ekmek alır ellerinde tutarlardı. Turlama işi bittikten sonra boynumuzdakı ipleri çözmez, yoldan geçen bir vatandaşa makası uzatır ipi kesmesini isterlerdi. İşlem tamamlanınca ellerindeki dürümü ikram ederlerdi. Bir keresinde yola indiğimizde ipi kesecek kimse yoktu. Biraz bekledikten sonra bir at arabası geldi. Annem, işaretle durdurdu. Arabacı aşağı indi, fakat  ipi kesmedi ve arabaya binip uzaklaştı. O son gidişimiz oldu, fakat huyumuzda bir değişiklik olmadı. Selamlarımla, hayırlı ramazanlar..

 

Tülay Tüylüoğlu'nun yazısı 2
Kısa zamanda bilgisi ve hitabetiyle ün yapmış olan İbrahim Hakkı Hz.'lerinin methini duyan Birinci Sultan Mahmut, sarayına davet etmek üzere maiyetindeki iki adamını Hasankale'ye gönderir. Hoş sohbetten sonra  konuklar Padişah tarafından  gönderilen hediyeyi sunmuşlar. İbrahim Hakkı Hz.leri de tebessüm edip teşekkür etmiş. Akşam olunca İbrahim Hakkı Hazretleri, misafirlerine yalnız pirinç pilavı ikram edebileceğini söylemiş. Konuklarına hitaben; 
-Kusura bakmayın yapılacak pilavın parasını peşin alacağım, demiş. Konuklar şaşırınca huzura hanımını çağırıp şöyle demiş;
-Bugün akşama iki ayrı tencerede pilav yapacaksın. Bir tencereye bunların pirincini diğerine bizim pirinci koyacaksın.. 

 

Sofra hazırlanıyor ve konuklar davet ediliyor. Sofraya iki büyük tabakta üstü kapalı olarak pilav geliyor. İbrahim Hakkı Hz.leri onlara ait olan tabaktan eliyle bir avuç pilavı sıkıyor bir taraftan kan bir taraftan irin akıyor. Sonra, kendi evinin malzemeleriyle yapılan pilavdan alıp sıkıyor. Bir taraftan yağ, diğer taraftan su akıyor. Konuklara hitaben şöyle diyor;


-Bana saraydan getirdiğiniz altınların içinde tüysüz yetimin hakkı var. Buyurun helal pilavdan yiyin. Padişahım sağolsun, benim altına ihtiyacım yok.. deyip misafirlerini uğurluyor. Padişah'ın davetine de icabet ediyor.

 

Tülay Tüylüoğlu'nun yazısı 3
Sayın Suat Özaras; papazla ilgili olarak çocukluğumda babamla kabristan ziyaretine giderken, önce Nazlı Baba'yı ziyaret eder sonra kendi kabristanımıza giderdik. Merak edip babama sordum. Neden, önce bizim türbeye geliyoruz.. Babam, başladı anlatmaya;
-İbrahim Hakkı Hz.leri belirli tarihlerde papaz ve keşişle inançlar hakkında görüşürmüş. O günkü konu miraç hadisesiymiş. Papaz bir türlü Peygamber Efendimiz'in miraca çıktığını kabullenmiyormuş. İbrahim Hakkı Hz.leri, kahve ikram etmiş. Papaz düşünceliyken, hazret papazın cübbesine dokunmuş. İçi geçer gibi olmuş ve hemen uyanmış. Kahveyi içmek için fincanı tutunca hala sıcak olduğunu görmüş. Dedemin yüzüne, nasıl olur gibilerinden bakmış o zaman dedem;
-Ya papaz efendi bir kaç saniyede kadın oldun yedi çocuğunu sonra da eşini kaybettin, uyandığında kahven soğumamıştı. Sen, Allah'ın kuluyken bunu yaşadın ve inandın. Allah'ın kulu ve Resul'unun ona doğru gitmesine inanmıyorsun.. O zaman papaz boynundan haçı çıkarıyor ve kıbleye dönüp salavat getiriyor.Sonunda sizin yazdığınız papazın Nazlı Baba olduğunu anlattı. Tekrar size teşekkür ediyorum. Tüm ölmüşlerimizi rahmetle anıyorum. (Babamdan 1953 yılında dinledim.)

 

Erdoğan Ceylan diye bir beyefendi, babamın amcası olan Hacı Fehim İbrahimhakkıoğlu'ndan bahsediyor. Rus harbinde Erzurum'dan göç başlamış. Benim dedem, Hacı Fehim dedemden büyük. Erzurum'dan çıkalım diye ısrar etmiş. Ama, kardeşi gelmeyince babamlar yollarına devam etmişler. Hacı Fehim Efendi, Erzurum'da müftüymüş. Cuma günleri Lalapaşa camisinde vaaz verirmiş. Bunun methini duyan Rus komutan bir cuma günü camiye gidiyor. Kapıda postallarını çıkarmadan içeri girince minberden tok bir ses;


-Komutan, girdiğin yer bir mabet önce postallarını çıkart, diyor. Komutan denileni yapıyor ve vaazı dinliyor. Ruslar Erzurum'dan çekilmeye başlayınca yine bir cuma hocaya veda etmek için camiye gelerek, Erzurum'dan gideceğini bildiriyor. Komutan minberin önüne geliyor kıbleye dönmüş vaziyette tekbir getiriyor Allah bir Resul hak diyor. Müslüman olduğumun şahidisin diyerek, hocayla kucaklaşıyor..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 deneme bonusu veren siteler güzel sözler deneme bonusu veren siteler