AHMET HAKAN’IN CNN TÜRK’TEKİ PROGRAMDA ERMENİ SALDIRISI İLE İLGİLİ SORUSUNA CEVABIMDIR

Güncel 12.10.2020 - 09:37, Güncelleme: 31.08.2023 - 05:00
 

AHMET HAKAN’IN CNN TÜRK’TEKİ PROGRAMDA ERMENİ SALDIRISI İLE İLGİLİ SORUSUNA CEVABIMDIR

AHMET HAKAN’IN CNN TÜRK’TEKİ PROGRAMDA ERMENİ SALDIRISI İLE İLGİLİ SORUSUNA CEVABIMDIR
30 Eylül Çarşamba günü akşam CNN TÜRK’ te yayınlanan “Tarafsız Bölge” programını izliyordum. Konu; kardeş Azerbaycan ve çok sağlam tarihi belgelerle kanıtlandığı gibi sadece bulunduğu coğrafyada değil tüm dünyada bir terör devleti olan Ermenistan arasında, Ermenistan’ın provokatif saldırıları sonucu çıkan savaş halinin nedenleri ve sonuçları tartışılıyordu. Savaş ve milli seferberlik dönemlerinde kullanılacak söylemlerin çok iyi seçilmesi ve bu işin sivil savunma ve istihbarata karşı koyma boyutu hesap edilerek işin psikolojisi göz önünde bulundurulmalıdır. Sosyal medyada maşallah demek istemiyorum, Gestalt ekolü psikologlarının ön gördüğü gibi, bütün ve parça ilişkisini anlayamayan, bütünün parçaların toplamının üzerine olacağını kavrayamayan, ezberi öğrenme sanan katılımcıların bazıları, kendi ezberlerini bozamadıkları için kaş yapayım derken göz çıkarma ihtimalini göz ardı etmişlerdir. Elbette ki bunu iyi niyet ve hümanistik (insancıl) bir yaklaşımla yapmışlardır.  Ancak, yaşanan savaş hali dolayısıyla, Ermeni halkının tamamını yapılan soykırım ve katliamlar nezdinde kötü veya hepsini suçlu gösterme yerine, iyi veya masum göstermeye çalışılması da gereksiz, zaman uyumsuz ve maksadı hasıl etme potansiyeline sahip değildir. Azerbaycan Devleti’nin toprağı olan Dağlık Karabağ yaklaşık 30 yıldır işgal altında tutulurken, çoğunluğunun çocuk ve kadınlardan oluşan 600 kişiyi hunharca katlederek bir soykırım uygulayan, Anadolu coğrafyasında Türk halkına uyguladığı insanlık dışı vahşet ve katliamlar yapan Ermeniler, çoluk çocuk ve yaşlı kadın erkek ayrımı yapmadan, cinayetler işlerken, Türk Milleti’nin topyekun masumiyetinden ve suçsuz, günahsız olduğunu hiç bahsetmediler. Kendilerini buna zorlamadılar. Aksine, daha fazla psikolojik, sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik olarak hep başkalarının kışkırtmasıyla düşmanca tavırlar sergilemişlerdir.  Asala terör örgütünün işlediği cinayetler ve şehit ettikleri elçilerimizin kanı henüz kurumamıştır. Ermenistan ve onun sınırları dışındaki diasporası, geçmişe dönük yaşanmış sorunlarla ilgili olarak, kendi paylarına düşen sorumlulukları adına Milletimiz için herhangi bir olumlu yaklaşımda veya söylemde bulunmamış, üstelik devamlı yalan söyleyip tarihi çarpıtarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Büyük Türk Milleti için ellerinden gelen düşmanlık ve kötülüğü yapmışlardır ve yapmaya da devam ediyorlar. Ülke sınırlarımız içerisinde Türk vatandaşı olarak yaşayan Ermeni vatandaşlarımızı bu kitlenin ve çetelerin dışında tutuyoruz.   Öncelikle Azerbaycan tarafından nefsi müdafaa adıyla yürütülen misilleme hareketinin Allah’ın Kaderinin Adaleti olarak tecelli edeceğine yürekten inanıyorum. Çünkü Hak Allah’ın adıdır ve hep ayaktadır. Ancak ona tutunanlar ayağa kalkabilirler. Allah’ın ipinin ucunu kaçıranlar yerlerde sürünmeye mahkumdur. Ermeni çeteleri Osmanlı Türk devletinin imtiyazlı koruma ve himayesi çerçevesinde yaşadıkları konfora rağmen, isyan ve ihanet bayrağını açarken işte o hak ve adalet ipinin ucunu kaçırmışlardır. Kaçırılan ip başkaları tarafından yakalandığı zaman, kolay kolay geri gelmez. Anadolu coğrafyasında Ermeni çetelerin katliamına ve mezalimine uğramamış aile bulamazsınız. Ermenistan geçmişten günümüze hep soykırım, katliam, ihanet ve yediği kaba tükürme davranışı sergilemiştir. Küreselleşen dünyamızda bu ve benzeri tutum ve davranışların modası geçmiştir ve artık pirim yapmıyor. Kimse kimseyi kolay kolay aldatamıyor ve en sonunda farşımalamat olup ortada kalıyor.  Bizim ülkemizde sokaklara çıkıp hepsinin Ermeni olduklarını söyleyenlere karşı bir tane bile Ermeni kendisinin haşa Türk olduğunu göstermelikte olsa söylemedi. Türkiye’de Ermeni vatandaşlarımız, her türlü sosyal ve kültürel faaliyetleriyle beraber özgürce ve hiçbir ayrımcılığa uğramadan yaşarlar. Ama Ermenistan’ da rahat bir şekilde yaşayabilen bir Türk gösteremezsiniz. O zaman dostluk ve muhabbetten bahsetmesi gerekenlerin başında Ermenilerin olması beklenir. Onlar bizim kadınlarımızın karılarındaki çocukları süngüleyerek çıkarıp parçalarken, mereklere doldurup cayır cayır yakıp zevkle seyrederken, bizim ceddimiz onların özellikle sahipsiz kalan çocuklarını evlat edinebilmişler ve hiçbir fark gözetmeden ailelerine dahil etmişlerdir. Kendi çocukları gibi evlendirip ev bark sahibi yapmışlardır. Ahde vefa borcu olması gerekenler onlar olmalıdır. ASALA kanlı terör örgütünü kurup, Türk Milletinden intikam almak için onlarca büyük elçi ve devlet görevlilerini şehit etmişlerdir. O katilleri kınayan bir Ermenistan ve Diaspora Ermeni’sine ben henüz rastlamadım. Bu teröristler açıkça işledikleri cinayetlerden dolayı ne doğru dürüst yargılandılar ve ne de şu an itibariyle kendilerine ağıt yakılması istenenler tarafından kınandılar. Büyük Türk Milletinin genetiğinden kaynaklanan cesaret ve ferasetle bir kahraman Deli Dumrul çıktı ve bu katil çetenin fişini Yunanistan’ın göbeğinde çekti. “Devlet ebed müddet” felsefesine sahip o civanmertleri rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.  Program sunucusu Ahmet HAKAN katılımcılara; eğer Azerbaycan bu kadar ordusunu güçlendirmiş, ekonomik olarak gelişmiş ise ki öyle gözüküyor ve Ermenistan da her zamandan daha çok geri kalmış, askeri, siyasi ve ekonomik olarak kendini geliştirememiş ise, neden Azerbaycan’a saldırdı? Diye bir soru sordu. Ancak Ahmet HAKAN’ ı tatmin eden bir cevap alamadığını belirtti. Katılımcılar genel olarak Ermenistan Başbakanı IgorHashinyan ve ekibinin ideolojik ve kendi iç hesapları temelinde durumu değerlendirmişlerdir. Ancak yapılan değerlendirmelere göre Ermenistan’ın bu ani saldırısının arka plânının anlaşılması imkânsızdır. Ermenistan her zaman kendisine verilen sırım temelinde hareket etmiş ve taşeron bir devlet görünümü vermiştir. Ancak bu sefer durum farklıdır ve sadece beklentilerle değil, beklenmeyen değişkenlerle ve şimdilik ihtimal dışı gibi gözüken ancak daha tutarlı olarak açıklanabilir.  Ermenistan’ı Azerbaycan’a ani olarak  saldırtan Amerika ve Fransa temelinde batı ülkeleridir. Uzun bir süredir Hashinyan liderliğindeki Ermenistan, sürekli batıyla yakın ve Rusya’yı sanki ikinci plâna atan etkileşim içerisine girmiş ve onlara yakınlaşmaya başlamıştır. Rusya bu durumdan oldukça rahatsızdır. Rusya Putin yönetiminde oldukça kindar ve sabırlı bir devlet yapısına sahiptir. Özellikle Amerika önderliğindeki batı dünyası, Ermenistan’ı Azerbaycan’a saldırtarak Ermenistan lehine bir kazanım elde edemeyeceklerini herhalde biliyorlardır. Hatta Azerbaycan’ın işgal altında olan Karabağ topraklarını geri alma şansının yüksek olduğunu hesap etmişlerdir. Şu anda savaş meydanlarında durum aynen bu şekilde sonuçlanmaya doğru gidiyor. O zaman bam başka senaryoların arka plânda olacağını anlamak zorundayız.  Amerika savaşı İran sınırlarına yaklaştırmış, çok güçlü bir askeri teknolojiye ulaşan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yakın desteğine sahip olan, askeri ve ekonomik olarak gerçekten güçlenen Azerbaycan ve İran arasında suları ısıtmaya başlamıştır. Ermenistan ana yemek öncesi öğün ve atıştırmalardan birisidir. İran Topraklarının çok önemli bir kısmında bulunan ve bu günkü Azerbaycan’ dan geniş olan Güney Azerbaycan topraklarında yaşayan Türk nüfus ve merkezi İran devleti arasında çok anlamlı ve İran açısından sonun başlangıcı olacak husumet ve antipati artarak gelişmektedir. Ermenistan’ın Azerbaycan’a provokatif olarak saldırtılması tamamen bu anlamda bir algı operasyonu olarak plânlanmış, planın başarısının da, ilerisi için Azerbaycan’ın güçlenmesi, işgal altındaki Karabağ topraklarının kurtarılması ve potansiyel bir askeri ve ekonomik güç olmasına bağlıdır. Azerbaycan haklı olarak kendisine tarihin sunduğu bu ikramı elbette ki almış ve sonuna kadar değerlendirecektir. İran her zaman yaptığı gibi, Müslüman Türk olan Azerbaycan’dan yana değil, Ermenistan’dan yana tavır geliştirmiş ve bu çerçevede Ermenistan’a bir geçiş koridoru açarak PKK/YPG li teröristlere yol vermiş ve askeri teçhizat ve silah yardımına başlamıştır. Bu haberler sosyal medyada yayılmakta ve Azerbaycan devlet erkânı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti durumun farkındadır. Henüz İran bu durumu yalanlayacak bir tutum ve davranış ortaya koymamıştır. Amerika İran’ın her ama her durumda bunu yapacağını çok iyi bildiği için, bana göre Ermenistan’ı bu saldırılara yöneltmiştir.  Türk Milleti ve tüm halkımızın da İran algısı tam tersine dönmüş ve İran ile olan ilişkilerimizin yeniden gözden geçirilmesi gereği dillendirilmeye başlamıştır. İran’a yapılan ambargolar döneminde devlet olarak birtakım bedeller ödemek durumunda kalma pahasına yaptığımız yardım ve desteği unutan İran yönetiminin karakteri gereği bu hataya düşmüş olması, esasında çok derinlerde kurgulanmış olan kendi acı sonunun senaryosu olabilir. Önümüzdeki günlerde İran toprakları içerisinde bulunan Güney Azerbaycan’la ilgili daha fazla haberler duyacağımızı belirtmek istiyorum. Bana göre tuzağa düşen İran’dır. Umarım durumun farkına varırlar ve kimden yana tavır koyacaklarına daha aklı selimle karar verirler.  Sanıyorum Sayın Ahmet HAKAN’ ın cevabını aradığı soruya cevap vermişimdir.  Rabbim Büyük Türk Milletini şer odaklarının şerrinden korusun ve yüceltsin. Sevgi ve saygılarımla.
AHMET HAKAN’IN CNN TÜRK’TEKİ PROGRAMDA ERMENİ SALDIRISI İLE İLGİLİ SORUSUNA CEVABIMDIR

30 Eylül Çarşamba günü akşam CNN TÜRK’ te yayınlanan “Tarafsız Bölge” programını izliyordum. Konu; kardeş Azerbaycan ve çok sağlam tarihi belgelerle kanıtlandığı gibi sadece bulunduğu coğrafyada değil tüm dünyada bir terör devleti olan Ermenistan arasında, Ermenistan’ın provokatif saldırıları sonucu çıkan savaş halinin nedenleri ve sonuçları tartışılıyordu. Savaş ve milli seferberlik dönemlerinde kullanılacak söylemlerin çok iyi seçilmesi ve bu işin sivil savunma ve istihbarata karşı koyma boyutu hesap edilerek işin psikolojisi göz önünde bulundurulmalıdır. Sosyal medyada maşallah demek istemiyorum, Gestalt ekolü psikologlarının ön gördüğü gibi, bütün ve parça ilişkisini anlayamayan, bütünün parçaların toplamının üzerine olacağını kavrayamayan, ezberi öğrenme sanan katılımcıların bazıları, kendi ezberlerini bozamadıkları için kaş yapayım derken göz çıkarma ihtimalini göz ardı etmişlerdir. Elbette ki bunu iyi niyet ve hümanistik (insancıl) bir yaklaşımla yapmışlardır. 


Ancak, yaşanan savaş hali dolayısıyla, Ermeni halkının tamamını yapılan soykırım ve katliamlar nezdinde kötü veya hepsini suçlu gösterme yerine, iyi veya masum göstermeye çalışılması da gereksiz, zaman uyumsuz ve maksadı hasıl etme potansiyeline sahip değildir. Azerbaycan Devleti’nin toprağı olan Dağlık Karabağ yaklaşık 30 yıldır işgal altında tutulurken, çoğunluğunun çocuk ve kadınlardan oluşan 600 kişiyi hunharca katlederek bir soykırım uygulayan, Anadolu coğrafyasında Türk halkına uyguladığı insanlık dışı vahşet ve katliamlar yapan Ermeniler, çoluk çocuk ve yaşlı kadın erkek ayrımı yapmadan, cinayetler işlerken, Türk Milleti’nin topyekun masumiyetinden ve suçsuz, günahsız olduğunu hiç bahsetmediler. Kendilerini buna zorlamadılar. Aksine, daha fazla psikolojik, sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik olarak hep başkalarının kışkırtmasıyla düşmanca tavırlar sergilemişlerdir. 


Asala terör örgütünün işlediği cinayetler ve şehit ettikleri elçilerimizin kanı henüz kurumamıştır. Ermenistan ve onun sınırları dışındaki diasporası, geçmişe dönük yaşanmış sorunlarla ilgili olarak, kendi paylarına düşen sorumlulukları adına Milletimiz için herhangi bir olumlu yaklaşımda veya söylemde bulunmamış, üstelik devamlı yalan söyleyip tarihi çarpıtarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Büyük Türk Milleti için ellerinden gelen düşmanlık ve kötülüğü yapmışlardır ve yapmaya da devam ediyorlar. Ülke sınırlarımız içerisinde Türk vatandaşı olarak yaşayan Ermeni vatandaşlarımızı bu kitlenin ve çetelerin dışında tutuyoruz.

 
Öncelikle Azerbaycan tarafından nefsi müdafaa adıyla yürütülen misilleme hareketinin Allah’ın Kaderinin Adaleti olarak tecelli edeceğine yürekten inanıyorum. Çünkü Hak Allah’ın adıdır ve hep ayaktadır. Ancak ona tutunanlar ayağa kalkabilirler. Allah’ın ipinin ucunu kaçıranlar yerlerde sürünmeye mahkumdur. Ermeni çeteleri Osmanlı Türk devletinin imtiyazlı koruma ve himayesi çerçevesinde yaşadıkları konfora rağmen, isyan ve ihanet bayrağını açarken işte o hak ve adalet ipinin ucunu kaçırmışlardır. Kaçırılan ip başkaları tarafından yakalandığı zaman, kolay kolay geri gelmez. Anadolu coğrafyasında Ermeni çetelerin katliamına ve mezalimine uğramamış aile bulamazsınız. Ermenistan geçmişten günümüze hep soykırım, katliam, ihanet ve yediği kaba tükürme davranışı sergilemiştir. Küreselleşen dünyamızda bu ve benzeri tutum ve davranışların modası geçmiştir ve artık pirim yapmıyor. Kimse kimseyi kolay kolay aldatamıyor ve en sonunda farşımalamat olup ortada kalıyor. 


Bizim ülkemizde sokaklara çıkıp hepsinin Ermeni olduklarını söyleyenlere karşı bir tane bile Ermeni kendisinin haşa Türk olduğunu göstermelikte olsa söylemedi. Türkiye’de Ermeni vatandaşlarımız, her türlü sosyal ve kültürel faaliyetleriyle beraber özgürce ve hiçbir ayrımcılığa uğramadan yaşarlar. Ama Ermenistan’ da rahat bir şekilde yaşayabilen bir Türk gösteremezsiniz. O zaman dostluk ve muhabbetten bahsetmesi gerekenlerin başında Ermenilerin olması beklenir. Onlar bizim kadınlarımızın karılarındaki çocukları süngüleyerek çıkarıp parçalarken, mereklere doldurup cayır cayır yakıp zevkle seyrederken, bizim ceddimiz onların özellikle sahipsiz kalan çocuklarını evlat edinebilmişler ve hiçbir fark gözetmeden ailelerine dahil etmişlerdir. Kendi çocukları gibi evlendirip ev bark sahibi yapmışlardır. Ahde vefa borcu olması gerekenler onlar olmalıdır. ASALA kanlı terör örgütünü kurup, Türk Milletinden intikam almak için onlarca büyük elçi ve devlet görevlilerini şehit etmişlerdir. O katilleri kınayan bir Ermenistan ve Diaspora Ermeni’sine ben henüz rastlamadım. Bu teröristler açıkça işledikleri cinayetlerden dolayı ne doğru dürüst yargılandılar ve ne de şu an itibariyle kendilerine ağıt yakılması istenenler tarafından kınandılar. Büyük Türk Milletinin genetiğinden kaynaklanan cesaret ve ferasetle bir kahraman Deli Dumrul çıktı ve bu katil çetenin fişini Yunanistan’ın göbeğinde çekti. “Devlet ebed müddet” felsefesine sahip o civanmertleri rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. 


Program sunucusu Ahmet HAKAN katılımcılara; eğer Azerbaycan bu kadar ordusunu güçlendirmiş, ekonomik olarak gelişmiş ise ki öyle gözüküyor ve Ermenistan da her zamandan daha çok geri kalmış, askeri, siyasi ve ekonomik olarak kendini geliştirememiş ise, neden Azerbaycan’a saldırdı? Diye bir soru sordu. Ancak Ahmet HAKAN’ ı tatmin eden bir cevap alamadığını belirtti. Katılımcılar genel olarak Ermenistan Başbakanı IgorHashinyan ve ekibinin ideolojik ve kendi iç hesapları temelinde durumu değerlendirmişlerdir. Ancak yapılan değerlendirmelere göre Ermenistan’ın bu ani saldırısının arka plânının anlaşılması imkânsızdır. Ermenistan her zaman kendisine verilen sırım temelinde hareket etmiş ve taşeron bir devlet görünümü vermiştir. Ancak bu sefer durum farklıdır ve sadece beklentilerle değil, beklenmeyen değişkenlerle ve şimdilik ihtimal dışı gibi gözüken ancak daha tutarlı olarak açıklanabilir. 


Ermenistan’ı Azerbaycan’a ani olarak  saldırtan Amerika ve Fransa temelinde batı ülkeleridir. Uzun bir süredir Hashinyan liderliğindeki Ermenistan, sürekli batıyla yakın ve Rusya’yı sanki ikinci plâna atan etkileşim içerisine girmiş ve onlara yakınlaşmaya başlamıştır. Rusya bu durumdan oldukça rahatsızdır. Rusya Putin yönetiminde oldukça kindar ve sabırlı bir devlet yapısına sahiptir. Özellikle Amerika önderliğindeki batı dünyası, Ermenistan’ı Azerbaycan’a saldırtarak Ermenistan lehine bir kazanım elde edemeyeceklerini herhalde biliyorlardır. Hatta Azerbaycan’ın işgal altında olan Karabağ topraklarını geri alma şansının yüksek olduğunu hesap etmişlerdir. Şu anda savaş meydanlarında durum aynen bu şekilde sonuçlanmaya doğru gidiyor. O zaman bam başka senaryoların arka plânda olacağını anlamak zorundayız. 


Amerika savaşı İran sınırlarına yaklaştırmış, çok güçlü bir askeri teknolojiye ulaşan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yakın desteğine sahip olan, askeri ve ekonomik olarak gerçekten güçlenen Azerbaycan ve İran arasında suları ısıtmaya başlamıştır. Ermenistan ana yemek öncesi öğün ve atıştırmalardan birisidir. İran Topraklarının çok önemli bir kısmında bulunan ve bu günkü Azerbaycan’ dan geniş olan Güney Azerbaycan topraklarında yaşayan Türk nüfus ve merkezi İran devleti arasında çok anlamlı ve İran açısından sonun başlangıcı olacak husumet ve antipati artarak gelişmektedir. Ermenistan’ın Azerbaycan’a provokatif olarak saldırtılması tamamen bu anlamda bir algı operasyonu olarak plânlanmış, planın başarısının da, ilerisi için Azerbaycan’ın güçlenmesi, işgal altındaki Karabağ topraklarının kurtarılması ve potansiyel bir askeri ve ekonomik güç olmasına bağlıdır. Azerbaycan haklı olarak kendisine tarihin sunduğu bu ikramı elbette ki almış ve sonuna kadar değerlendirecektir. İran her zaman yaptığı gibi, Müslüman Türk olan Azerbaycan’dan yana değil, Ermenistan’dan yana tavır geliştirmiş ve bu çerçevede Ermenistan’a bir geçiş koridoru açarak PKK/YPG li teröristlere yol vermiş ve askeri teçhizat ve silah yardımına başlamıştır. Bu haberler sosyal medyada yayılmakta ve Azerbaycan devlet erkânı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti durumun farkındadır. Henüz İran bu durumu yalanlayacak bir tutum ve davranış ortaya koymamıştır. Amerika İran’ın her ama her durumda bunu yapacağını çok iyi bildiği için, bana göre Ermenistan’ı bu saldırılara yöneltmiştir. 


Türk Milleti ve tüm halkımızın da İran algısı tam tersine dönmüş ve İran ile olan ilişkilerimizin yeniden gözden geçirilmesi gereği dillendirilmeye başlamıştır. İran’a yapılan ambargolar döneminde devlet olarak birtakım bedeller ödemek durumunda kalma pahasına yaptığımız yardım ve desteği unutan İran yönetiminin karakteri gereği bu hataya düşmüş olması, esasında çok derinlerde kurgulanmış olan kendi acı sonunun senaryosu olabilir. Önümüzdeki günlerde İran toprakları içerisinde bulunan Güney Azerbaycan’la ilgili daha fazla haberler duyacağımızı belirtmek istiyorum. Bana göre tuzağa düşen İran’dır. Umarım durumun farkına varırlar ve kimden yana tavır koyacaklarına daha aklı selimle karar verirler. 
Sanıyorum Sayın Ahmet HAKAN’ ın cevabını aradığı soruya cevap vermişimdir.

 Rabbim Büyük Türk Milletini şer odaklarının şerrinden korusun ve yüceltsin.


Sevgi ve saygılarımla.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 deneme bonusu veren siteler grandpashabet grandpashabet giriş cratosroyalbet betwoon giriş betwoon