TES-TAŞ İRAN TRANSİT YOLUNUN KAPATILMASI

Bir sabah uyandığımda, kapının önünde vasıtaların çift yönlü olarak durduğunu gördüm.  Bahçelievler mevkiinde, uluslararası yol  trafiğe kapatılmıştı, vatandaşlar tarafından..Kars tarafından gelen araçların bir ucu mezarlığa kadar uzamıştı. Erzurum tarafından gelenler ise 2. köprü civarındaydı. O zaman trafik bu kadar yoğun değildi. Bahçelievler  mevkiinde, karayolu ile demiryolu arası büyükçe söğüt ağaçları ile kaplıydı ve piknik alanıydı.


 
Özkan Koltukoğlu'nun petrol istasyonundan tahminen 200 m. kadar ilerde barikat kurulmuştu. Sabah vakti Erzurum'dan bir otobüs çevik polis geldi. Tahminen 40-50 yaşlarında saçları kır (Erzurum Emniyet Müdürü olmalıydı, herhalde..) mikrofonu eline alıp birşeyler söyleyecekti ki; Arıkan Şenyurt mikrofonu bir çırpıda elinden aldı, amirin şaşkın bakışları arasında.. Arıkan Şenyurt tam konuşacaktı ki yüzünün sol tarafı kanla kaplandı. Herhalde birisi taş attı. Eliyle yüzünü silip, sinirlendi mikrofonu bırakıp aynen şöyle dedi. '' Ben hiç bir şeye karışmıyorum, ne haliniz varsa görün.'' Mikrofonu emniyet müdürü alıp, yolun açılmasını aksi halde kalabalığı dağıtacaklarını kibarca söyledi.


 
Yol açılmayıp  halk da bir tepki vermeyince, emniyet güçleri kalabalığın üzerine doğru koşmaya başladı. Kalabalık  Kars istikametine koşarken, emniyet güçleri de hem havaya ateş açıp hem de kalabalığı önüne katmış kovalıyordu. Kısa bir zaman sonra Bahçelievler mahallesinden ehramlı kadınlar hem koşuyor hem de  kalabalığa hitaben ''Ne biçim erkeksiniz, utanmadan kaçıyorsunuz...'' gibi ajitatif cümleler sarfediyorlardı. Kalabalık aniden durdu ve 180 derece geri döndü. Biraz evvelki hareketin şimdi tam tersi olmuştu. Silah sesleri de kesilmişti. Bir zaman sonra da emniyet güçleri Erzurum'a gittiler.

 

Bir müddet sonra milletvekili Z.Y.'nın Erzurum'da, belediye başkanını tartakladığı haberleri  kalabalık arasında söylenmeye başlandı. Sinirler gerilmiş ve kalabalık huzursuzlanmıştı. Belediye Başkanı, Erzurum'dan gelince halk hemen omuzlara aldı ve slogan atmaya başladı. Başkan, şöyle diyordu '' Müjdeler olsun, size pavruka (fabrika) getirmişem..''  Arada bir de şöyle diyordu '' Beni bir dinleyin.'' Kalabalık başkanı omuzlardan indirmeyip, habire de slogan atıyordu. Belediye Başkanı da mütemadiyen; ''Müjdeler olsun size pavruka getirmişem ve beni dinleyin.'' cümlelerini söylüyordu.

 

En sonunda millet slogan atmaktan yorulunca, Başkan dedi ki '' Size pavruka getirmişem ama yolu açın...''  Kalabalık yavaşça Başkanı indirdi, yolu da açmadılar. Başkan da sinirlendi, arabasına binip gitti. Saat 12'ye doğru ufak bir kalabalıkla Özkan Koltukoğlu'nun petrol istasyonuna geldiğimizde; benzin veya mazot yüklü askeri tankerden inen  yüzbaşı, Mithat Bingöl'e şöyle dedi. '' Ben bu tankeri Sarıkamış'a götürmem lazım, lütfen bana yardımcı olun..'' Mithat Bingöl askeri aracın üzerine çıkıp şöyle dedi. '' Arkadaşlar, bayrak mı, yoksa sancak mı büyük?'' Kalabalık hep bir ağızdan ''bayrak'' dedi. Mithat bey, yüzbaşıya hitaben şöyle dedi. ''Madem öyle,  davamız için, bu araç da bekleyecek..''

 

Bundan sonra yüzbaşının yapacağı tekbir şey vardı. O da onu yaptı. Kenara çekilip, bir sigara yaktı..Ben eve geldiğimde, araçların hareket ettiklerini gördüm. Demek ki yol açılmıştı.

 

SONUÇ: Erzurum'a giderken soldaki bir arazide, Necmettin Erbakan tarafından sembolik temeli atılan TES-TAŞ,  (Türkiye elektronik sanayi.) tesisleri iki üniteden oluşmaktaydı. Öteki ünite  Aydın'daydı. Buradaki fabrika da Aydın'a kaydırıldı. TES-TAŞ'dan geriye sadece, Gözeler mevkiinde iki tane lojman kaldı.