Bir süredir, PKK’nın Meclis'teki uzantısı HDP vekillerinin büyük desteği ile bir hendek siyaseti ile karşı karşıyayız. Hendek kazmak, nasıl bir siyasi argüman ya da neyin ifadesi olabilir. Kaos ve kargaşadan medet ummak, insanları huzursuz ederek göçe zorlamak nasıl bir stratejidir. Haritaya baktığımızda, Suriye'de savaşa maruz kalarak evlerinden yurtlarından göç etmek zorunda kalan Suriyeli Müslümanları, Güney Doğuda da hendeklere ve teröre maruz olan ve yine göç etmek zorunda kalan Müslüman Kürt halkını görüyoruz. Şer odaklarının biraz öldürerek ve biraz göçe zorlayarak tasfiye etmeye çalıştığı coğrafya üzerinde bildiğimiz hayalleri var.

Böyleyken hala, HDP/PKK’nın dilinde 'Kürt Siyaseti' diye bir yalan var. Oysa hendek kazanlar TÜRKİYE Devleti, üzerinde Tarihi Emelleri olan Batılı Diye hitap ettiğimiz Emperyalist Devletlerdir. Kürtlük, istismar ettikleri bir üst kimlik sadece... Bu süreçte üzerinde en çok durulması gereken konu bu, HDP/PKK'nın gerçek kimliği artık deşifre edilmeli. Kürtlerle, Kürt siyaseti, diyerek Kürtleri kullanarak küresel terör çetelerinin maşası konumundaki terör örgütleri ayrıştırılmalı. Kürt nüfuzla, PKK’nın Özdeşleştiği ya da Tüm Kürtlerin isteği olduğu, zannı bizim düşe bileceğimiz en büyük yanılgıdır.

PKK'nın istediği en büyük Algı budur. Bu yüzden ne Medya organlarımızdan, ne Gazete köşe yazılarından buna yardımcı olabilecek ne bir yazı, ne bir görüntü kesinlikle böyle bir hataya düşmemeliyiz. Kürtlerinde, PKK’dan çok ciddi bir şekilde rahatsızlık duyduğunu görüyoruz. PKK'nın eylemlerinde ciddi anlamda Kürt halkı zarar görüyor. Okulların halini, Mahallelerin halini görüyoruz. İnsanların günlük hayatlarına, ciddi anlamda darbe vuruyorlar. Burada yaşayan İnsanlarda kaçmak da buluyorlar çareyi. Pkk'da bu Özerklik isteğini gerçekleştiremediği için iyice zorbalık kullanıyor.

Sözde Kürt halkına Özgürlük, barış için yola çıkan HDP'nin ne denli Kürt halkını koruduğunu ve savunduğunu buradaki '' HENDEK'' siyasetinde görmüş olduk. Yani ''HENDEK'' siyasetin gerçek amacı, sözde Kürt halkını savunmak değil Maşası, Kuklası olduğu emperyalist devletlerin Tarihi emellerini gerçekleştirmektir.